tılsımlı gözlerin eskitti beni
renksiz gecelerden kader yazıldı
bir çıkmaz sokakta buldum gitmeni
her köşe başına gurbet kazıldı
tılsımlı gözlerin eskitti beni
Her perdenin ardında, kendimi bulmak için
Örtündüm gecelerle, günlerle
Dal budak saldım aşka, rengarenk, için için
Örtündüm ağaçlarla, güllerle
Kimiyle hükümrandım, hayat yaydım kimiyle
şair, sevince şehri terkeder
martıları, bulutları, suyu terkeder
hesaplaşır dağların yol vermez yamacıyla
ruhu güpegündüz yoğrulur hep acıyla
gitmek; tutkuyu kalbe bileyen hançer
çoğalmak, arzunun keskin kılıcıyla.
Atlar nereye gidiyordu
günahsız adamlar gibi
beyazı tenlerine kataraktan.
Atlar şarkı söylüyordu
parıldayan kemikleriyle
Eylül'de Elbistan'a gel
Yıldızları sayalım Şardağı'nda
Serçeler şeker yerken.
Eylül'de Elbistan'a gel
Birlikte yürüyelim Pınarbaşı'nda
elinde bakracıyla
yar gider, gider, gider
yüreğimde acıyla
oy gider, gider, gider.
bileğim bükülmezdi
bir kenarına ve dünyanın bütün kenarına
seçilmiş atlar insin
uykusu ürkek küheylan
ilk terkide tepinsin
sahilleri bütün gün yüz konak
ve namluları usanç içinde
o kız beni tek kurşunla vuruyor her sabah
her sabah canım acıyor diyorum gülüyor bana
kırık iskemlesine aldırmıyor eteği
tek kurşun dedimse bu benim haylazlığım
kalp uzun bir yoldur
sonu sevdaya çıkar
her canı sevecek kadar
ölüm var buralarda
toprak renksiz bir çukur
açıverir ağzını
sen beni tanımazsın
esirgersin dallarımdan kuşları
güvercin saraylarında göğe bakar gözlerin
yüreğin savaşa hazır.
serçe kanadı gibi bir telaşla




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!