Başı boş zamanlar dayım
Aklım bir karış
Yokluyorum arada bir
Var mı yok mu diye
Düşünüyorum ama
Demek ki biraz var kırıntıları aklın
Bir kaç dakikadır düşünüyorum
Ne tuhaf değil mi düşünmek
Elli sekiz dakikam boş saate vurunca
Ne kadar boşum
Zaman es geçmiyor
Ritmi var dinlersen zamanın
Bütün notalara dokunasım var
Çeksem ayarını
Gamla yükü dünyanın
Afrikada açlığa guruldayan nefesim var
Çal diyorsun
Antepde fıstık kokan baklavayı
Seni kendimden tanırım çocuk
Gözlerin ışıl ışıl bir yol
Yüreğin ezilen körpecik gül
Yüzünde domates çekirdeği
Alnın zeytin karası
Seni kendimden tanırım çocuk
Çatal iğne tuttururlardı uçkurlara
Sapanın amanıydı çam kırıkları
Sapanca sessiz
Pantolonumda leblebi tozu
Dallar çatallaşırsa ay olurdu
Birde kavurdunmu ateşte
Bir göz uğruna düştüm aşka
Gözlerim bağlandı
Su gözlerim
Hala kahverengi
Kirpiklerin yenik düştü uykuya
Kaçıncı demindesin gecenin şimdi
Girebilsem
Ah bir girebilsem rüyalarına
Ben bir denizim
Ya üzerime işersin
yada sahilde kabuk olursun
Sen anlamıyorsun ama
Ben doğa mı anlıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!