Avucumla su içtim
Suya dokununca dudaklarım
Umulmadık günlerde
Boğazım kurudu eylülde
Yüreğimde ayak izlerin çıplak
Üzerine döküldü bir yığın yaprak
Kokusu olmaz içimde açan güllerin
Güneş eritemez içimdeki kardan adamı
Burnumun turunculuğu ondan
Yüreğimi tipiler anılar
Rüzğar derin bir fırtına habercisi
Yüreğimin ugultusu ayrılaktan
Ocağın yirmi beşinde söner
Tütmeye çalışan bir ocak
Tüter duman
Bir kızıl derili harflendirir dumanı
Göklere sığdıramadığın aşka seslenir
Çingene arabaları geçer isimsiz sokaktan
Dumanlar göz yaşlarıdır,ağaçların
Alev alıncaya dek
Sonra mı?
Kül kalır geriye
Kül kalır geriye
Bir dağın sırtına çıkmıştı ay
Taşa basıp uzandım
Tutundu ay bana
Girdik kol kola
Koynuma sindi karanlık
Yakınlaştı ıslık sesleri
Gözlerin çilek tatsızlığı kızıllık
Siler geçmişi ellerin
Ellerin üşümüşlük
Aralarsın buğu kalmaz
Netleşir gördüklerin
Çatlar erimez üşümüşlüğün
İç kanamalara
Dikiş atıyor gözlerim
Ayrılığın rengi beyaz
Renksiz bel ki?
Neden siyah gün ışığı üzerimde
Kendimde kaldım
Çıkamadım aşkın içinden
Dönüp durdum
Piştim ateşinden
Yanıp durdum,göremedim yüzünü.
Uyumak rüya oldu.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!