evvel göğe bakardık
güneş çalkalanırdı içimizde bin debdebeyle
mühr-ü nebi müjdesi taşıyan kervanlar
ipil ipil geçerdi alnımızdan
çoktan unutulmuş bir yeminin nefti kelimeleriyle
ve senin ham meyveleri olgunlaştıran sesin
kutsal neşidelerle soluyan bir kubbe gibi
kapanırdı soylu yetimliğimiz üstüne
mor bir çöl gecesi susuzluğunda
ezelden memnu öykülerin hülyasıyla biz
böyle değildik tufan kalıntıları
başucumuzda her gece
en diriltici öpüşleriyle toprak kokusu
her sabah yıldızlar semaha kalkardı damarlarımızda
çünkü bizi menekşelerin ahı tuttu
ten hummasıyla yoğrulan bir leke sağ yanımızda
güya aşk suretinde tebdil-i kıyafet
çünkü her tanrı
muzdarip bir kavistir ruhun selamlığında
yalınız ölüm uzatır defne dalı
ve ne çare biliyorum artık:
bozarsa kan bozar
KAN
bu simsiyah rüyayı.
Kayıt Tarihi : 18.10.2014 12:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutluyorum,saygı ile...
Nazır beye katılıyorum, hem şiirin adı değil de hikayesi gibi olmuş
Okurken şiirin içinde aradım bu dizeyi, çünkü şiirin adı şiiriden alınmalı bence
Tebrik ederim şairi, genç olmasına rağmen çok başarılı
Gönlüne sağlık.
Selamlar...
TÜM YORUMLAR (13)