Sızlanma dönemi geçti
Şimdi ırmakların toparlanma vaktidir
Sızlayan vicdanların yerini
Aldı bencil mızraklar
Hüzün dönemi geçti
Bir kanaviçe inceliği bulsam
Aksa zaman ipliklerin arasına
Solmayan mavi bir kapı olsa anılar
Ve toprak yaraların izlerini bulsa
Bir kandil yanar ara sokaklarda
Duyulur bir anne telaşı sofralarda
Minarelerin var ezana hasret
Beni sana getirir biraz daha sabret
Yine bakır renginde akşam çarşı
Kimsesiz evler…
Hayalet bir gemi şimdi demlenir
Zincire vurulmuş kederlerden
Çisil çisil düğümlere dönüşür damlalar
Demir atmaktan başka ne gelir elden…
Bazı ölümler gibi ansızın gelir yaz
Zor zamanlar için güzel cümleler biriktirdim
Şimdilik uzun lafın kısasına talibim...
Konuşsam Balkan olur
Farzet ki ben bir kör sokaktım ve seni görmedim
Ama kabul et sen de duvara çarptın
Günlerden cumaydı ve iki kahvenin belini bükelim dedik
Bükülen boynumuz olacaktı nereden bilebilirdik...
Bir yaz akşamıydı ve kaldırımlarda yürüdük
Oysa kıştı bize bu şehir, buzda kayıp gittik...
Benim hiç pembe hayallerim olmadı
Yüzümü beyaz çarşaflara gere gere
koştum ara sokaklardan
Susuz bir nehirin beşiği gibiyim bu sabah
Salınıyor o su afaki bir hazanda
Molekülleri karışmış yine iki sıfırı fazla
Bir gemiden seyrediyorum dağları
İki kırmızı papuçla
Kaçırılmış bir fırsat tarafından takip ediliyorum
Hiç yaşanmamış anılarımla
Gurbet kokan bir hayatım var
Gökyüzüne açmışım ellerimi
Her bulutta “sen” kokan bir buğu var
Bu şehir hatırlatır seni bana
Varlığını her taş haykırır dünyaya
Sardunya diyorum,
ne kadar da güzel...
Öyle çok var ki dedi...
Ama yaprakları bile güzel kokuyor
Yapraklar kokmaz ki dedi
Üzerinde bir kadife masumluğu var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!