Tarihin alnının ateşinde
bırakıverdik
türkülerimizin ezgilerini
yıllarca bekledik
ki söylensin
kelimeleri.
Hani anlatmış mıydım sana
Küçüğüm
Yaşam soluk almıştı hani
Küçücük ellerini açmış
beklerdi
Gözleri pencerelerde
Günlerim kalın sislerin buğusu ile kirlenmeyecekti
Ne de gecelerim gözyaşları dolusu özlemlerle
Yüzyıllar sonra yüreğim
Hayata küskün veda edecekti
Dalgaları gözlerinin gelip kalbimi
Sana sürükleyecekti
Özlemek güzeldir
ve beklemek umutların yalnızlığında
sevmek
soluk alıp vermek kadar
gerçektir.
Kaçak bir güne çizilebilir mi yaşam
geciken sözlerimizin omuzlarına
sevginin geciken elleriyle
belleyerek yepyeni düşlerimizi
Kaçak bir güne çizilebilir mi sevgi
Gidilmez bu diyardan kanmadan gidilmez senden yanmadan.
Düşmeden anlaşılmaz yürümeden gözlerini teninden geçmeden kuytusundan.
Seni bulduğum yerlerde kaybetmeden gidilmez geç kalmışlıklardan
Kır çiçeği olup düşlerinde tutunmadan, toprağın teninde kaybolmadan.
Turnalar tutmadan gülümsemeni, dokunuşun canımda can acıtmadan.
Kalınmaz bu diyarda kanmadan kalınmaz senden yanmadan,
sen yağdığında ben uzun yolculukların karanlık kuytusundayım
bahar kokulu gözlerinin eriyiğine kapılıp giden öykülerin ortasında
yalnızlıkta açar çiçeklerin tutkularına adanmış kelimelerim
bir ilkbahar içtenliğinde yürüdüğüm yolları bekleyen sessizliğim
sonra bir çölün ortasında konaklamış kervan olmak için sen varsın
kızılın kana bilenen sancısını çekmek içindir haydudun narası
Gülmekse güzel olan gülmüştük
Bir güz boyu,
Dondurucu bir sıcaklık
Kuşatmışken dört bir yanımızı.
Kanmaksa güzel olan
Duvarlara
rengarenk sinmiş
kendimi hissettim
duymadığım
görmediğim
yaşamadığın
Rüyalarla yaşanmaz dostum
yargılayışlarla
sorgulayışlarla
hiç yaşanmadı
Şimdiye dek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!