Hangi çocuk temiz döner evine?
Kaç bulut darılır gökyüzüne?
Ağaçlar bile yeşil gömleğini yıpratıyor
Sen ki Hüda'sın, İşte Cuma
Kapındayım, abre la puerta
Bahçedeki alıca
Dolanıyor sarmaşık
Üstündeki kuşlara
Dokunuyor sarmaşık
Altındaki koyuna
Duydu ve irkildi
Yaz gelmiş balam,dedi
Göğsünün gergefinden sızan yassı cümlelerle
Latif ve zarif kanatlarıyla
Çamlara kur yaparken ağustos böceği
Arılar yokluyordu tozkoparan ayaklarıyla her bir çiçeği
Bir mancınık daha koptu yerinden
Geçip giden ruhum mu bedenim mi?
Kanat sesleri geliyor göklerden
Uçup gelen kuşlar mı melekler mi?
Ne gelen var ne giden kapı örtük
Efendim,
Arz ediyorum
Kapı ardından:
Müminleri bağışla
Ve dahi düşmanlarımı da.
Kendim için bir şey diyemem
Her gece yorgun bir çift göz düştü
Mektup ve tebligatlar üstüne
Belki hayal belki birer düştü
İyi bir hayat,ekmek üstüne
Eller var ki güvercin ayağı
Dağıtıyor umut ile zehri
Ey sevgili ,yolun düşerse bir gün AVPİM’e
Bir can yoldaşımla tanıştıracağım seni
Haline bakıp da sakın onu küçümseme
Üzerindeyken kral zannedersin kendini
Nasıl sevmişim bir türlü ayrılamıyorum
Yaylaca bir şerh düşüldü kaderime
"Gececil kuşlar gibi konacak "P" harfine
Payandasız "T" gördüm her gece
Sağlı sollu peynir asar anam görse
Bir de yerde yatan gölgesi
'PTT' acaba ne ola ki
Çatısında kuşların yuva yaptığı
Bahçesinde çiçeklerin açtığı
Alındaki terin tozla karıştığı
Ah benim ilk göz ağrım
Aşım, gözyaşım, yirmi beş yaşım
Önce memurun oldum senin
Göz koyduğum dağlar aynalı damla içinde
İğne deliğinden ip de geçermiş deve de
"Cengiz Han'a küsen bulut" üstümüzden geçer
Rilke gibi ağlar da varır Mekke'de güler
Hatıralar kaynıyor içimde



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!