Hatıralar kaynıyor içimde
Sofra,karpuz,bisiklet,yayla...
Haykırmak istiyorum Baabaaa diye
Ama susuyorum
Mekke'de bir yetim geliyor aklıma
Sonra ağlıyorum
Ya Rab ürpermedi kalpler
İsmini hakkıyla zikredemedik
Çeyiz sandıklarında kaldı
Göz nuru,nakışlı seccadeler
Evimizin en güzel yerinden
Bakıyor bize Kur'an'ı Kerim'ler
Beşik gibi sallanınca yeryüzü
Sıra sıra çakıldı yüce dağlar
Aç,susuz kalmasın diye bu sürü
Çoban gibi baktı ana-babalar
Baba duası,Peygamber duası
Beş parmaklı çınar yapraklarından
Uzan da anlat bana kara yılan
Kâh Yusuf'un atıldığı kuyudan
Kâh kutlu durak Sevr mağarasından
Papatya kokulu kan vereceğim
Uzanan şehadet parmaklarımdan.
Şehâdet şerbeti içerken bir akşam üstü
Gözlerim bulutlara çakılı kaldı anne
Karlı dağlara çekilirken kızıl bir örtü
Bir parmağım tetikte takılı kaldı anne
Ne hayaller kurmuştum hepsi yarım kalacak
Gökte yağmur,yerde pınar
Çamda sakız,gözlerde yaş
Fakat su nasıl ağlayacak?
Kendinden doğup
Yine kendine akacak
Bahçedeki alıca
Dolanıyor sarmaşık
Üstündeki kuşlara
Dokunuyor sarmaşık
Altındaki koyuna
Duydu ve irkildi
Yaz gelmiş balam,dedi
Göğsünün gergefinden sızan yassı cümlelerle
Latif ve zarif kanatlarıyla
Çamlara kur yaparken ağustos böceği
Arılar yokluyordu tozkoparan ayaklarıyla her bir çiçeği
Bir mancınık daha koptu yerinden
Geçip giden ruhum mu bedenim mi?
Kanat sesleri geliyor göklerden
Uçup gelen kuşlar mı melekler mi?
Ne gelen var ne giden kapı örtük
Efendim,
Arz ediyorum
Kapı ardından:
Müminleri bağışla
Ve dahi düşmanlarımı da.
Kendim için bir şey diyemem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!