Ölüm, bir rüzgâr gibi eser içimde, Savrulur hayaller, kül olur sessizce. Her nefeste özlem bir düğüm atar, Gidenlerin izinde, zaman donar. Adını unuttum, yüzün silik bir düş, Kalbim bıkkınlıkla dolu, karanlıkla örülmüş. Ne ileri ne geri, bir boşlukta savrulurum, Özlem mi bu, yoksa sadece bir kuruntum? Yollar kapanır, sesler susar aniden, Ölümden kalan bir huzur var derinden. Ama bıkkınlık kanar, geçmeyen bir yara, Özlemle büyür, ölümle varır bahara. Bir son mu, bir başlangıç mı bu ağıt? Özlem dolu gözlerde ölüm saklı bir vakit. Bıkkın ruh, yine sorar cevapsız soruyu: "Neden giden hep o, kalan ben oluyorum?"
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Devamını Oku
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.