Şans mı var bizde?
Hak etmeyenler altın kafeslerde kanat çırparken,
Biz, iyi halden kovulmuş mahkûmları
Cehennemi bile gölgeleyen bir bahçenin dışında,
Kendi yalnızlığımızla baş başa.
Zaman, bir kumarbazın zarı gibi savuruyor kaderimizi;
Kiminin avucuna mücevher bırakırken,
Bizimkine ise tutuşmuş köz düşüyor.
Onlar konforlu kalplerde sefalarını sürerken,
Biz, çölün ortasında su arar gibi arıyoruz insanlığı.
Kum taneleri dişlerimizde kırılır,
Ama susuzluğumuz şiire dönüşür.
Bir ev düşün sevilmediğin,
Kapıları hep aralık,
Ama içeri giren yalnız rüzgâr…
Balkonda karanlığı seyretmek,
O ışıksız odalarda çürümekten iyidir!
Çünkü yıldızlar,
En derin karanlıkta doğar
Bizimkisi bir kaçış değil,
Kendi gök kubbene fısıldayan bir direniş.
Yüreğinin yakışmadığı hiçbir işe adım atmayacaksın!
Çünkü her iş, bir kozanın içinde saklanmış kelebek
Ya kırılgan kanatlarını katlayıp öleceksin,
Ya da kabuğunu yırtıp uçacaksın.
Ben seni yüreğinden tanıyacağım
Orada, kök salmış bir zeytin ağacı gibi duran,
Ya da küllerin arasından filizlenen bir lotus gibi...
Sabrınla, inancınla, toprağa gizlediğin ateşinle,
Filizlerinle çiçek açmış umutlarınla.
Belki şans bizden yana değil,
Yüreklerimiz birleşsin diye fısıldıyor rüzgâr.
Bir nehir olup taşları yıkasın,
Bir orman olup gölge etsin altın kafeslere!
Bırak altın kafeslerde cıvıldasınlar,
Biz, fırtınanın göbeğinde yanan bir meşale olacağız.
Ve unutma:
Gökyüzüne en yakın yer, dibe vurduğun andır…
En karanlık gecede, en dikenli yolda bile,
Ayağına batan her çivi, bir yıldızın gökyüzüne çakılışıdır.
Biz ki yıldızları sayan bir çocuğun avuçlarındayız,
Çünkü şans değil; sebat ve emek tutar bizi ayakta.
Bir bahar fırtınası gibi
Çünkü sabır, küllerinden doğan bir kartaldır.
Ve yarın, yine ansızın çalacak kapını…
Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 7.4.2025 17:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!