/bu sabah üstünüze ilk günaydın, bir bostan korkuluğundan gelsin, ister misiniz
Marmara da gözleriniz rayların sesini dinlerken, Langa taraflarını sever misiniz./
sen kerpiç üstüne sarı badanasın, çerçevesi maviye boyalı pencerelerinin
tek başınasın sanki arasında, sırt sırta sıralı, kapkara suratlı ahşap evlerin
bekliyorsun gölgesi doğmamış gün doğumlarında, atmak için gizli adımlarını
gülerek alnına düşecek yağmur damlalarının, açmasını dünyanın kapılarını.
Beni görünce kaçma ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Devamını Oku
Ceylan ben seni vuramam
Saklananıp beni süzme ne olur
Ceylan ben seni vuramam
Tenhalarda bir gölgeyim
Çok kıymetli Hocam;
Yine vurdunuz gönlümü tam doksandan:))
Sarılacak bir umut aradığım şu hüzünlü günlerimde, bu denli anlamlı şiirinizle korkuluğu pencem önüne dek getirdiniz kucaklayabilmem için.
Durup düşününce, aslında o korkuluğun direği olabileceğim geldi aklıma.
Tayfalık kolay değildir elbette, bazen üzerinde akarcasına gittiğim sulara baktığımda, giden geminin kaptanlığına da soyunmuşumdur düşlerimde. Bu Gönül nelere gebe değildir engin mavilikler içinde yaptığı umuda yolculuklarında?
Bu defa da ayağı yerde olsun ve aslında her ışığa hasretin olduğu gibi, korkuluk olsun ışığı kucaklayan, bir başına bile olsa...
Saygılarımla.
bir bostan korkuluğuna günaydın diyebilmek,
denemek istemez misiniz.
bir günaydın demekle başlar her şey
güneşi kucaklayabilmekle de devam eder.
ÇOK GÜZEL BİR ÇALIŞMA OLMUŞ YİNE SİZİN YAZILARINIZI OKUMAYA BAYILIYORUM BEN..TEŞEKKÜRLER VE TEBRİKLER
sevgili üstadım...dilerim hep yazarsınız..biz okuruz...saygılar...
Hemde nasıl değer? Zaman içinde doğanın içinde gezinerek onunla bütünleşmek... Şehirlerdeki yapay hayatlardan kurtulmak... Yaratılışın özünde insan ve doğa ilişkilerinde kendini bulmak.
İnsan olgusunun en önemli gelişim sürecidir. İnsanda bu süreç yoksa, eksiktir, yapaydır, adeta yoktur.
Çalışmanızı okurken neden olmasın? Dedim.
Harika tasvirlerle dolu harika bir şiir daha. yüreğinizi kutluyorum yürekten.
Çok güzel bir anlatımla sunulmuş harika bir öykü kutlarım hocam saygılarımla
ETKİLEYİCİ BETİMLEMELERLE ÖRÜLMÜŞ ŞİİRİNİZ.OKUYUCUYU ON İKİDEN ETKİLEMEK BU OLSA GEREK
KUTLARIM İMTİYAZLI KALEMİNİZİ
BÜTÜN OLUMSUZLUKLARDA BİLE UMUT BAYRAĞINI TAŞIYABİLMEK MENZİLE DİKEBİLMEK HER YİĞİDİN HARCI DEĞİLKEN
''GÜNEŞİ KUCAKLAMAKLA'' AŞI TUTACAK GİBİ
ALKIŞLIYORUM ÖZLÜ PAYLAŞIMINIZI
TEBRİKLERİMLE
SAĞLICAKLA KALIN...
ETKİLEYİCİ BETİMLEMELERLE ÖRÜLMÜŞ ŞİİRİNİZ.OKUYUCUYU ON İKİDEN ETKİLEMEK BU OLSA GEREK
KUTLARIM İMTİYAZLI KALEMİNİZİ
BÜTÜN OLUMSUZLUKLARDA BİLE UMUT BAYRAĞINI TAŞIYABİLMEK MENZİLE DİKEBİLMEK HER YİĞİDİN HARCI DEĞİLKEN
''GÜNEŞİ KUCAKLAMAKLA'' AŞI TUTACAK GİBİ
ALKIŞLIYORUM ÖZLÜ PAYLAŞIMINIZI
TEBRİKLERİMLE
SAĞLICAKLA KALIN...
sen kerpiç üstüne sarı badanasın, çerçevesi maviye boyalı pencerelerinin
tek başınasın sanki arasında, sırt sırta sıralı, kapkara suratlı ahşap evlerin
bekliyorsun gölgesi doğmamış gün doğumlarında, atmak için gizli adımlarını
gülerek alnına düşecek yağmur damlalarının, açmasını dünyanın kapılarını.
../ Sıradanlığın sıra dışılığını giyinip, siyahın içinden rengarenk gülümseyen, gündoğumuna açılan pencerelerde farkını; ışıyan sıcaklığı ile belli eder seven yürek. Doğmamış günlerin aydınlığı vuran yüzeyindeki ifade o denli farklıdır ki derin çukurlarında topladığı sular ile yansıtır yaşam ışığını ve günaydın derken kucaklanmayı bekler…
sen bir başak üzerinde bin tohumsun, tanrının paletinden sarı sıcak renklerin
ne kadar kıraç rüzgar esse gene açar, yemyeşil vahalarında yediveren yüreğin
biliyorsun melodisi yıldızlarımızdan besteli, hasret türküleri ve vuslat şarkılarını
ikisini yan yana söylemek kadar sancı ve umut, akıldan çıkarmadan anmak adını.
../ Sarı sıcak hüzünlerin gölgesinden çoğalan umutların vuslat şarkılarını söylerken, hasretin sancılı türküleri dolanır dile. “Güneşten olma, günaydından doğma bereket” ile açtığımız penceremizden gördüğümüz manzara sevgi tohumlarının ekili olduğu tarlanın hasat mevsimine düşer. Yüzümüzün çizgileri, ellerimizin benekleriyle toplar, heybemize koyarız sarı başakları. Bir tanesi yüreğimize batana kadar harmanlarız onları. Yine bir sabah güneşi uyandırmak istediğimizde günaydının yüreğimizdeki başaktan geldiğini fark edip kökleriyle tutunuruz yaşama…
CEVAT ÇEŞTEPE’nin sihirli sözcükleriyle haftaya başlamak; aydınlık bir günde mor kelebekli bir fincandan kahvenizi yudumlarken güneşin denize bıraktığı izleri seyre dalmak kadar etkileyici ve doyumsuz güzellikte. Orhan Veli’nin “Güneş” isimli şiirinde son dizeye kadar beklettiği umut ve yaşam sevinci şiirinizin ana damarı olup yayılıyor dört bir yana.
Gözlerim görmüyor... lâkin güneş
O her zaman, her zaman yüzümde.
diyen Orhan Veli kaosun içinden bakmaya çalışıyor güneşe. Oysa bilinmezliklerden korkumuz kendimizle yüzleşmekten başlayacaktır. Korkuları geride bırakıp korkuluk olmak istediğimizde çözeceğimiz şifrelerimizle yaşanası yarınlarımıza sarılıp yüzümüzde çoğalan güneşle gözlerimiz kamaşana kadar “seni seviyorum yaşam” diyebilmeliyiz. Bu coşkuyu içimizde çoğaltan şiiriniz, “bir tarla korkuluğuna sarılıp güneşi kucaklamak, denemeye değmez mi dersiniz” sorusuna hep bir ağızdan “VARIZ!” diye bağırtıyor. İşte bunun için özel bir şairsiniz, işte bunun için gerçek bir şairsiniz ve işte bunun için yarınlara taşınacak bir isimsiniz.
Sevgi ve saygılarımla
İnsanın bedel ödemeden sahip olduğu değerlerin güzel bir anlatımı,kaleminize sağlık
Mesut Özbek
Bu şiir ile ilgili 92 tane yorum bulunmakta