.
Bebekliğiydi Nazlı’nın,
Toz,toprak içinde yaşanan,
Hastalıklarla geçen günler,
Biraz büyüdüğünde Nazlı,
Bozkır sıcağında her gün,
Azık taşırdı tarlalara,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Aslında bu şiiri her hafta milletin gözüne soka soka okutacaksınız.Hiç almayacaksınız gündemden.2004 ten bu yana nasıl okumamışım. Öyle içim bin parça yamalı bohça gibi okudum lanet olsun ne yazık ki Türkiye gerçeği ve yalnız töre kavramında değil çok yaygın olduğu saptanmış olan enses( aile içi) bir utancı gün ışığına çıkararak/yiğitce yazmanız kutlanacak bir devtanıştır.Tabii ki kahrolsun bu vahşeti yapanlara/o gencecik hayatlara kıyanlara lanet olsun.
-Aslında böyle şerefsizlere Taksim in ortasında dar ağacı kuracak ve asacaksın...Çok duygulandım sayfaya çakıldım.Sağol paylaştığın için üstad
evet dost hala ülkemizde yaşayan töre dedikleri kanunlar lanet olsun diyorum bunu şiirinizde o kadar güzel anlatmışınızki sanki gerçek yaşam gibi yüreğiniz dert görmesin
Hicabi Ceylan
Lanet olsun böyle töreye.
Nice nazlıları gömdü dereye.
Kanayan bir büyük yarayı dile getiren yüreğe saygılar...
İ.Yıldızkan
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta