KIRMIZI ŞİİRLERİ

KIRMIZI ŞİİRLERİ

Selda Gökmen

Yabancı bir film içinde
kırmızı dolgun dudaklı
bir aktrist gibi bakıyorsun
gülümsüyorsun

kırmızı dolgun dudaklıda olsan
iyi bir oyuncu gibi bakımıyor gözlerin
..

Devamını Oku
Ertuğrul Çınar

Mercimek..
Bereketli yemek..
Dördüncü gün bile kırmızı biberi gördü mü canlanıyor..
Tıpkı insan ile insansılar gibi..
İnsan mercimek, insansı kırmızı biber..
Kırmızı biber alınmasın takliti çok ya
o benzetme ondan..
..

Devamını Oku
Alparslan Aymercan

Benim kırmızı kalemim var üstü kapalı
Yalan yanlışa koşma ödersin bedeli
Çekersem üstüne kırmızı kalemi
Uzar görüşmemiz mahşere kadar

Kullanırsam kırmızı kalemi yazık olur
Eş dost akraba biri birine hasret kalır
..

Devamını Oku
Şevki Karaoğlu

Seninle gurur duyuyoruz
Seninle mutlu oluyoruz
Kırmızı beyaz yiğidoysa
Biz onları çok seviyoruz

Vur vur vur vur inlesin
Top giderken görünmesin
..

Devamını Oku
Çağrı Yusuf İbrahimoğlu

Öyle kızgınmış ki kırmızı Istakoz
Kıskaçlarını kasmış görünce kaynar suyu
Oysa kaynar su ona armağanmış.
Antenleri fırlamış çirkin suratından
Kıkırdağında altın bir alyans varmış
Ve giyiyormus siyah bir elbise
350 yıldır marmaranın dibinde
..

Devamını Oku
Bojidar Çipof

Gece; Eylül, Eylül kokarak yaklaşıyordu! Güneş henüz batmamış, denizin maviliği ile buluşmaktaydı. Aradaki kaç bin mesafe ile geceye hazırlanıyorlardı birlikte…

Güneş; üzerindeki kırmızı giysiyi yavaşça çıkararak denizde kaybolmaya başlayınca, deniz de çıkardı mavi giysisini ve gecenin karanlığını aldı üstüne… Kırmızı ve mavi son demlerini vuran bir Eylül gecesinde kayboldular…

Eylül’ün kokusu diğer aylara benzemez. Çünkü bazen bitiş, bazen de başlangıçtır Eylül… Bazen yiten bir koku, bazen de yeni duyulan bir hazdır Eylül…

Son demlerini vuran bir Eylül gecesiydi yaşanan…
..

Devamını Oku
Mehmet Özer 2

Siyah Ve Kırmızı

Dışarıda
nisan yağmuru çiseliyor..
Islanıyor yollar.
Badem çiçekleri üşüyor.
Damlalar iniyor
..

Devamını Oku
Esra Berber

İstiklalimizi koruyan
Beyaz kırmızı bayrağımız
Tüm dünyaya duyurduk
Şehitler ölmez vatan bölünmez

Şehitlerin kırmızı kanı
Ay ve yıldızın yere düşmesi
..

Devamını Oku
Nurten Boz Hürel

maviliklerimde uçuyorsun

gök uçsuz bucaksız sen

pembe bulutlar çiziyorum

üzerine kırmızı noktalar
..

Devamını Oku
Hanifi Kara

GÜL

Açmışlar bahçede, bağda
Ak gül ile kırmızı gül.
Onlar olmuş sarmaş dolaş
Ak gül ile kırmızı gül.

..

Devamını Oku
Köksal Turan

Aşkımın sembolu sen kırmızı gül
Sana aşık olmuş zavallı bülbül
Köksalı seven o canı gül
Aşigim rengine kırmızı gül

Rengine baktıkca icim burkulur
Seni sevmeyenler aşkdan kurtulur
..

Devamını Oku
Baran Bardakçı

ilk önce var olan arabalara yani günümüz teknolojisiyle yapılan arabalara bir kemara takılmak şartıyla trafik kazaları önlenebilir
öncelikle arabanın ön üst kısmına bir tane küçük kamera takılır sonra bu kameranın dışardan aldığı görüntüyü ekrana yansıtması için arabanın içine bir ekran takılır ve bu ekranın yani küçük bir televizyon olan bu ekrana tarfik ışıklarnın kuralları yazılır
örnek kırmızı ışık dur
sarı ışık hazır ol
yeşil ışık geç komutları bu ekranın hafızasına kaydedilecek
daha sonra yolda bulunan levhaların üzerinde bulunan en fazla kaç km hız yapılan tabelalardaki kurallar, sayıların görevleri kaydedilecek ve bu sayede örnek olarak 30 km yazan bir tabela gören kamera bunu ekrana komut olarak verir ve hız 30 km nin üstüne çıkmaz
ve gelelim trafik ışıklarının olayına
..

Devamını Oku
Atilla Birkiye

Seni mavi kentte mi bıraktım? Genç bir kızın gözlerinde yansıyan bakışlar mıydı: kent ve mavi?

Mavi kentten ve yansıyan bakışlardan uzaklarda, Körfezin ortasında hemen Cenevizlilerden kalmış bir kalenin, unutulmuş, habersiz, yıkıntıları bile kalmamış, artık bir düşkalenin yanı başındayım.

Otuz iki yazdır her yıl geldiğim doğa parçasının son yıllardaki katledilişini izliyorum. Çaresizim, ancak kendi sınırlarım içinde doğayı koruyabiliyorum. Öte yandan cinayetler gözümüzün önünde sürüyor.

Tüm eylemler, tüm girişimler yanıtsız kaldı. Ne yapalım memleketim benim böyle! Anılarla iç içeyim. Anılar beni hiç yalnız bırakmıyor, çünkü öylesine bozuldu ki Körfez!
..

Devamını Oku
Atilla Birkiye

“Haziran’da açan güller biriciktir; benzeri yoktur. Bir dizenin bir şiirin imgeleri, vazgeçilmez esin perileridir, zamanın içinden gelen ve giden...” Diye yazmışım Cumhuriyet gazetesindeki “Işıldak ve Yelpaze” başlıklı köşemde.

Yazı Kitaplıkdergisinde yayınlanan (Haziran 2000) Robert Burns çevirileriyle ilgiliydi:


Kitaplık dergisinin son sayısında Yurdanur Salman, bize Burns’ün şiirlerini armağan ediyor. Robert Burns, iki yüz elli yıl önce doğmuş romantik bir İskoçyalı...

..

Devamını Oku
Ozan Nuri Ceyhan

Kırmızı gül olsan dalına konmam
Yaktın yüreğimi bir daha onmam
Ömrümüz tükendi onadır yanmam
...Hayal bahçemizde güller perişan.

Kırmızı gül olsan koparıp almam
Zincire bağlarım bu gönlü salmam
..

Devamını Oku
Rahim TAŞ

Yamuk Prens ve Yedi Cadılar
(Oyun 2 Perde)


Kişiler
Prens
Keloğlan
..

Devamını Oku
Fatih Günay

...!
Günler günleri koşar adım kovalarken,
Kar kırmızı…!
Kan...
Kırmızı stop lambalarının gerisinde...!

Ekim 16' 07
..

Devamını Oku
Eyüp Taşova

Özgürlüğün, simgesi, güneşidir
Ekmeğimin katığı, aşıdır
Vatanımın temel taşıdır
Al kırmızı şanlı bayrağım

Burçlarda bir başka oynatır yüreği
Paha biçilmez yapar, tuttuğu direği
..

Devamını Oku
Feridun Urfa

yer-gök kırmızı/nar kırmızı/kan kırmızı/can kırmızı/
bir onsekizlik kız memesinde duvak kırmızı
iç(i) savaşan bir ülkede yol kırmızı/asfalt kırmızı
...kaleşnikof ucunda gözler kırmızı/korku kırmızı/dağlar kırmızı
sınır boylarına karişmiş kokular kırmızı
Kobani kırmızı/Efrîn kırmızı/Xoy kırmızı

..

Devamını Oku
Harun Güven

Cemre düşmüş gönlüme, asıl şimdi yanıyorum. Yedi kat semada ibadet eden melekleri düşlüyor düşlüyor düşlüyorum... Kalemi elime alıp hak için, hak adına sinede dem bulan muhabbetle yazıyorum... Ağustosta kar beklemek yakışmaz ama, kışın düşen cemrenin alevinden yazıyorum...Yediverenlere inat yenilgininin tahammülsüzlüğüyle yazıyorum... Hükümsüz olan sevdanın; sokak ortasında işlenmiş cinayetinin maktülü olarak yazıyorum... Ellerimi semaya kaldırdığımda; şağ omzumda şahit olan Kiramen Katibinin şahitliğinde hayra, hayır getirsin diye yazıyorum... Sinemde ısıttığım, sımsıcak dem bulan muhabbetle yazıyorum...


Öğrenmek demek, edimsel koşullanma olmamalı her zaman... Elin sobaya değdiğinde sobanın yaktığını bilmek, biber yediğinde acı olduğunu hissetmek, yada hediye aldığında sevinmek, çok mutlu olmak, sana birşeyleri öğretebilir elbette... Ama sevdiğinde yanıyorsan, yandığında acı çekiyorsan ve bunu bir hediye bilip; seviniyor, mutlu oluyorsan işte bu aşktır... Tezleri bile çürütecek, alemi içine alacak kadar büyücek, bir edimsellenmedir ve kişinin istesede istemesede koşullandığıdır... İşte aşk böyle başlar...


Sonra sorgularsın aşkla herşeyi... Neden dersin neden... Et yediğimde midem eti eritiyorda, aynı et olan midem kendini eritmiyor... Gün geceyi kovalıyor kovalıyor, neden bir türlü yakalayamıyor dersin... Biri giderken neden diğeri geliyor dersin... Bazen gülersin anlam vermeye başladı mı... Aşkı anlamayan aslında anlamadığından değil anlamak istemediklerinden inat eder... Onlar için ayı parmağınla işaret edip ortadan ikiyede bölsen yine aşkı anlamazlar... Aşkı kimde görseler kıskanır ve horlarlar... Çogu zaman eziyet bile ederler... Yollarına dikenler sererler, taşlarlar, yada bir Sümeyye klasiğidir paramparça şehid ederler... Aşk kaybetmez bu şekilde, aslında hep kazanır... Aşk kırkı geçince kendini ifade etmeye başlar... Kimi zaman aşk sevdiği için sevdiklerinden hicret ettirir... Yollara düşürür... Aşkın yolu birdir...
..

Devamını Oku