Hep bin parça idi düşen yüzünden
Ne olurdu olsaydı yüzüm yüzünde
Müsebbibi sensin senin yüzünden
Gönlüm yirmisinde yüzüm yüzünde
Ömrümün mevsimi artık güzünde
Yanakları gül gibi gözleri ışıl ışıl
Gece gündüz bahçede uyuyor mışıl mışıl
Parolası “ye, iç, gez” Dünya umurunda mı?
Yediği Türk Lirası içtiği petrol yeşil...
Yola çıktım tarlaya
Yarim atlı ben yaya
Yarimin güzel yüzü
Aya benziyor aya
Kazova’nın ayazı
Vatan bölünemez şehitler ölmez
Şehit can verirde bayrağı vermez
Düşmanın bu işe hiç aklı ermez
Bin yıldır bu böyle şehitler ölmez.
Bedir’de şehit oldu ama ölmedi
Bin yıldır söylenir aşk-ı vecd ile
Nesilden nesile gelir silsile
Gönülden gönüle ve dilden dile
Selamün aleyküm aleyküm selam
Kalpler ersin diye ağız tadına
Aklımda hep sen varsın
Nereye gitsen ne yapsam
Hangi yana gitsem
Aklımda hep sen varsın
Yolda yürürken
Selam güzel, ne var ne yok
Nasıl geçiyor hayatın, yerinde mi ağız tadın
Benimki de şimdi, sorulacak sorumu hiç
Kendimle karıştırdım seni, ne olur affet beni
Zordur derdi zevk etmek bu sevda diyarında
Zordur aşk-ı meşk etmek bu sevda diyarında
Zordur yâri bekletmek bu sevda diyarında
Zordur aşkı fethetmek bu sevda diyarında
Sevda çok konuşulur çok üstünde durulur
İki şeye yanar dururum hep
Yıllardır ah vah ederek
Bir Dünyaya erken gelişime
Bir de şiire geç başlayışıma
Aleme erken gelip yıllarca yaşamışım
Muhsin Yazıcıoğlu'na...
Eyyy koca reis, son alperen
İnsanları yiğido diye anılan
Anadolu’nun bağrı sayılan
Bilenlerin “Sibirya” dediği Sivas ellerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!