Dünüm belli değildi bu günüm belli değil
Nasıl yaşadığıma şaşıyorum sayende
Bu hengâme içinde yarınım belli değil
Ömrümün son gününü yaşıyorum sayende
Alıştırdın çileye dertler zevk oldu bana
Kızılyokuş'un dibi
Sanırsın Cennet gibi
Madem ki gidecektin
Söyle derdin neyidi
Çemen rengi gözlerin
Anlamadım ne zaman devirdim bunca yılı
Daha dün gibi sanki çocukluk zamanlarım
Hem nefeslerim hem de adımlarım sayılı
Ömrümün hazanında düşlerim kaldı yarım
Geçerken uğradığım şu misafirhanede
Dilimin ucunda kalan adını
Her gün sabah akşam anıyorum yâr
Yüzün de yabancı gelmiyor hani
Seni bir yerlerden tanıyorum yâr
Sana ses olamaz yazda hazanda
Kızgın çölün suları özlemesi misali
Kızımın yollarını gözlemeyi özledim
Rabbim kısa zamanda nasip etsin visali
Saçlarını bağrımda gizlemeyi özledim
Bilerek görmezlikten geldiğim kusurları
Gel hele bir babalık
Yap bana bir babalık
Derdim çok büyük değil
Salata, ekmek, balık…
Gel hele bir babalık
Yoluna sermişken bütün ömrümü
Virane eyledin garip gönlümü
Sonunda özlettin bana ölümü
Yapayalnız kaldım yanımda yoksun
Öyleyse aşk bir gün seni de yaksın
Sorma bana kim ölür kim ölümsüzdür diye
Dert ölür derman ölür âşıklar ölmez gülüm
Ölümsüzlük aşığa yaratandan hediye
Fert ölür ferman ölür âşıklar ölmez gülüm
Ol yürekten yüreğe bir görünmez lav akar
Herkes hemen her şeyin kolayını bulurken
Her işin bana kalan zorundan davacıyım
Aleme öylesine görünüp kaybolurken
Karşımda divan kuran sorundan davacıyım
Bir yerde adaletli bir düzen kuruluyken
Ecel çalmış kapımı geçmişimi anarım
Kaç zamandır canımı ciğerime banarım
Ölüm Şeb-i Arûs’tur çok iyi bilirim de
Cemrem’e doyamadan öldüğüme yanarım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!