Kasırga misalidir hisler,esip savurur ruh-u bu alemden
Geçip giden senelerin dönüşü olmadı hiç elemden
İki kelam etmeye küskün diller müsaade etmez
Ben söylesem hicranı,evvel buna ilmim yetmez
Alnıma mıhlanan mühürdür sevdam
Başkasını sevmek haramdır dedim
O gitti gideli ışıksız dünyam
Göğsümde açılan yaramdır dedim
Edalı dilberler duvardan aştı
Nasıl bir sevdaydı bu çözemedim
Bir öyle konuşur bir böyle dersin
Nedendir hiç gün yüzü göremedim
Güneş doğmayan yurda şark eylersin
İçim sızlamazdı seni sevmesem
Oysa ne hevesliydim baharı beklerken
Kelebekler görecektim,
Umut çiçeklerine konan..
Havalar ısındıkça yüreğim üşüdü
Özgürlük, adalet,
Sarılmaya özlem duysam bile
Rüyalara tahammülüm yok gayrı
Seviyorum diye haykırmak güzel
Ama sen ayrı diyardasın ben ayrı
Küçücük eller ile
Sebeplendim kıssanın hissesinden
Diliyorum ki sen de payını al
Ar tükenmeden iş işten geçmeden
Alevinle yanıp gittim hoşçakal
Boşa ıslandık nisan yağmurunda
Karanlık çöktü aydınlığa
Sigaranın son nefesi gibiydiler
Mağaralarda seviştiler
Gözler ışığa kapandı
Sürüklenip baltık denize
Dağ havasına hasret kaldılar
Geçen yıl beni çok üzdün
Umutların ortasında,
Kaçıverdin ansızın..
Sana dargınım bahar
Konuştum kır çiçekleriyle,
Seni böyle çaresiz böyle bitkin
Bırakıp gitmek bana göre değil
İçinde duruyorken nefret ve kin
Kahredip gitmek bana göre değil
Yıllarca aradım o sevgiliyi
Sevda nedir diye, sorsam kendime
Seni anlatırım, garip halime
Zor günler yaşattın, seven kalbime
Bazen mutluluksun, bazen acısın
Şu dertli gönülde, hep baş tacısın



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!