Buharlı bir sabahta, sürü halindeki dağları gördü karga.
Ve sarmallarında bütün dünyayı barındıran
Karanlık omurgalı denizi gördü.
Siyahta buharlaşıp giden yıldızları gördü, hiç ormanının
Sporlarını karartan mantarlarını, Tanrı’nın zehrini.
Ve titredi Yaradılış’ın dehşetinden.
Fundalıkta uzanan
Yağmurla ıpıslak, tabansız
Şu ayakkabıyı gördü dehşetin sanrısında.
Ve dibi paslanıp gitmiş şu çöp tenekesi vardı,
Rüzgârın oyun yeriydi, atık su birikintilerinde.
Sessiz odada, sessiz evde,
Şu palto vardı, karanlık dolapta.
Alacakaranlığın penceresiyle ateşin korları arasında
Sigarasını tüttüren şu yüz vardı.
Yakınında yüzün, şu el, kımıltısız.
Yakınında elin, şu fincan.
Gözlerini kırptı karga. Gözlerini kırptı. Hiçbir şey eskimedi.
Bakakaldı apaçıklığa.
Dikkatinden kaçmadı bir şey. (Dikkatinden kaçmazdı bir şey) .
Ted Hughes (1930-1998, İngiltere)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 20.5.2009 05:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Crow Alights by Ted Hughes Crow saw the herded mountains, steaming in the morning. And he saw the sea Dark-spined, with the whole earth in its coils. He saw the stars, fuming away into the black, mushrooms of the nothing forest, clouding their spores, the virus of God. And he shivered with the horror of Creation. In the hallucination of the horror He saw this shoe, with no sole, rain-sodden, Lying on a moor. And there was this garbage can, bottom rusted away, A playing place for the wind, in a waste of puddles. There was this coat, in the dark cupboard, in the silent room, in the silent house. There was this face, smoking its cigarette between the dusk window and the fire's embers. Near the face, this hand, motionless. Near the hand, this cup. Crow blinked. He blinked. Nothing faded. He stared at the evidence. Nothing escaped him. (Nothing could escape.)

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!