ARİSTOKRASİ, düşünceyi karanlığın içinden dolandırarak felsefenin seçkinler zümresine hizmet garantisi ve ganimeti olarak kendi adıyla tekelleşmesinde pay sahibi ARİTO’ nun “her şey kendini yeniden doğurur ve çoğaltır “ diye savunduğu deney, bilimsellik, kıyaslama,sorgulama ve gözlem dışı Dogma mantığıyla savunduğu iddasından üreyip türeyen değişmezlik ve durağanlık ilkesine kökten bağlıydı….
Evet yani, ARİSTOKRASİ, düşünceyi karanlığın içinden dolandırarak felsefenin seçkinler zümresine hizmet garantisi ve sabit ganimeti olarak kendi adıyla markalaştıran ARİTO’ nun “her şey kısır döngüdeki kendine yeniden doğurur ve çoğaltır “ diye savunduğu, deney, keşif, araştırma, tanımlama, anlama, bilimsellik, kıyaslama,sorgulama ve gözlem dışı Dogma mantığıyla devletsizleşmeyi ve kimliksizliği savunduğu iddasından üreyip türeyen değişmezlik ve durağanlık ilkesine kökten bağlıydı….
Böyle olduğundan dolayı düşünce ilminin daha saygın, nitelikli, özgür, özgüvenli, gelişmiş, huzurlu, anlamlı, kültürlü, bilgili akıllı, vicdanlı hayatı ve insanlığı özümseyip kavramada felsefenin Aydınlanma Çağı’ na büyüyüp yetişinceye kadarki süreçlerin ilk ve emekleyen adımları olan dünyayı olayları insanı ve insan ilişkilerini tanımlamadaki gerçek hayattan uzak soyut İDEA’ larla ( ruh alemiyle) erdemli insan ve İDEAL toplum yaratma fikrinin baş mimarları olan Sokrates ve Platon’ dan akıl fikir bazında devre mülk devşirmeliği olan Aristo, “ kainatta hiç bir şey değişmez, zaman ve mekan kavramı nasıl yaratılmışsa öylece durağandır, toplum hiyerarşisindeyse erdemli olanlarsa yaşamın her hakkını yöneten yapan ve denetleyen üstün imtiyazlı etkin ve seçkin olanlardır, erdemli olmayanlarsa seçkinlerin yönetimine uymakla ancak saygınlığını ve yaşama hakkını kazanabilecek alt zümre tebalarıdır” diye Ortaçağ dahil binyıllarca gelmiş geçmiş dünya ve insanlık tarihine damga vuran akıl fikir ve mantık yürüttü.
Yani sorgulaması iradesi gözlemi katılımcılığı etkisi yetkisi ve özgürlüğü okuma yazmadan nefret edecek derecede yitik yorgun yılgın kayıp bitkin hasta esir güdümlü bağımlı ve karanlık insanlığın yeniden Ortaçağ’ ın bile gerisine düşen medya magazinciliğin ekip biçtiği dizi afyonlarıyla, donuk ve bulanık sanat sinema bakışıyla, yozlaştıran popüler kültürüyle, imrenti uyandıran pisiko sapkın rol modelleriyle, sefaleti acıyı çileyi ve sabrı kutsayan magazin markalı medyatik tarikat hurafeleriyle yapay zeka robotlaşmasıyla günümüzün soygun sömürü baronları ve imtiyazlı seçkin ARİTOKRATLARI, “yoksulluk dahi tıpkı varsıl üstünlerinki gibi kaderi değişmez kalabalıkların kutsal mirasıdır” diye İdealize ettikleri hak hukuk onur ahlak emek adalet saygı sevgi vicdan tanımayan ve paylaşma duygusundan yoksun vahşiliğe ilkelleşmiş balına buyrukluğun Neo Liberal soygun vurgun sömürü haram yalan dolan rüşvet kin nefret ve talan sistematiğini en erdemli insan ve İDEAL toplum türü olarak esaretini kutsayan yığınlara yedirip yutturup sindirtirken, her repliği ve prototiplerinin rol model sosyal travmalı cinnete kaynaklık eden dizilerde afyonlanan üst başlıklarla tüm uyumsuz hukuksuz yanlış sapık zorba şiddetini masum doğal olağan ve en İDEAL erdemlilikten göstererek, sorarak düşünerek davranma yetisini çoktan yitirmiş zorbasını tanrı bilen kalabalıklara yalnızca mafyavari pisiko manyaklığın villa gösterişli konfor görgüsüzlük ahlaksızlık eşya fetişisti ve nefret duygusunu örgütleyip şiddette sınır tanımayan diyaloğunu damardan giren tüketim piyasası borsasından istikrarsız düzensiz toplumsal bozguna toptancı aristokrat kafasıyla insanlığı enayi yerine koyan “ güldür güldür veya kim milyoner olmak ister ’” ağrı sızı uyuşturucu ve kesici dopingleri şırıngalanıp pompalanmakta.
Cünkü seckinler ve imtiyazlilar güruhunun toplumsal hayata ve insanlik degerlerine neo- liberal vahsetiyle TEKLLESEREK hakim olup hükmettigi yerde her sey dengesini düzenini üstün ve seckinler menfaat cikari adina yitiren ve bir daha sayginlik liyakatlik onur huzur itibar kültür sanat ve istikrar yüzü görmeyen asosyal trafikte saplantili ve tikali bozulmus her seyi kutsayan kalabaliklari dolasim hükmüne baglayan hirsiz yolsuz kibirli bencil bagnaz yobaz kimliksiz ve devletsiz ahlaksizliga soyutlasmis yapay zeka prototipidir artik insanlik.
Herkesin ajans reklam dizi ve estetik cerrahi furya kataloğundan birbirini kopyalayarak poz kestiğini kıran kırana sanal medyatik borsa piyasasına sunduğu ve öne çıkardığı suratında tarzında biçiminde davranışında figüründe ve fiziğinde hızını şiddetini artıran dozdan cinsiyet tanımlaması farksız özgün değerde saygın kimliği olmayan toplumun her kesiminde olduğu gibi her alanda en etkin baskın ve ÜSTÜN olmaya kadınların erkeklerle kapıştığı yarıştığı karıştığı bellim belirsizlikte içe doğru kapalı hücre odaları gibidir seçkin Aristokratlar kavramına çullanıp doluşarak Algı Yönetimi’ ni aşılayan ve empoze eden Zorba cahil kabadayı rezil cahil fitne fesat soytarı tutucu gerici köktenci yobaz ahmak çıkarcı istismarcı bozgun ve şiddet bağımlılığını örgütleyen galericiler magazinciler diziciler borsacılar bankacılar mafyalar tarikatlar iletişimciler şöhretliünlüler medyalar eğlence ve enerji sektörü ve kiralık satılık siyaset sanat edebiyat ve sinemacılar.
Her hangi yolla olursa olsun ( hiç bir ahlaki hukuki onursal değer gözetmeyerek hangi yoldan olursa olsun rüştünü ispat etmişsen sen tanrısın, tanrı sensin anlayışının patent sahibi Makyavelli’ ye hüner ve maharet gösterici akıl fikir danışmanlığı da yapan) mübah sayılarak hayatın bölünmez bütüncül anlamını toptancı yaklaşımla erişilmiş kazanılmış baskıcı ve dayatmacı OTORİTER gücün her şeyin başına buyruk yazgısını ve kaderini belirleyen Elitler, Seçkinler, Soylular veya kısaca İMTİYAZLI Aristokratlar olarak kurulu sistemin değişmez TANRISI kabulüne kendini dayatır. Evreni olumlu olumsuz bütün döngü ve dolaşımıyla ruhlar aleminin META - FiZİK yansıma bağıntısından şekillendiğini, bu yüzden de yeryüzündeki Elit ve Seçkinler ( Aristokratlar ) güruhunun İdealar aleminde sınırsız sonsuz evrene hükmeden ve otoriter üstünlüğü hiç bir koşulda tartışma götürmez ve hiç bir buyurduğuna asla karşı gelinemez Tanrıların doğuştan hak hukuk irade dirayet ve yetki temsilcisi olduğu dayatılır burada.
Bu yüzden özgürlüğün saygınlığın adaletin hukukun aklın cesaretin fikrin bilginin sözün duygunun kültürün sanatın inancın güvencin liyakatin hükmünün geçmediği ve temelden kökünün kazındığı hiç bir şeyinse asla özgür iradeden sorgulanamadığı Elitler,Seçkin ve Aristokratlar TEKELİNE bağlı kısır yaşam döngüsünde düşünebilen insana kesinlikle yer yoktur. Tarihin dip köklerinden beri hiç bir akıl vicdan duyarlılık saygınlık kanun ve kural tanımadan üstünlük taslayanların heveslenip ilgi duyduğu insanlığı topyekün esir alma ve dünyayı sorgusuz sualsiz kuşatma hırsına yenilerek ele geçirilmiş ve elde edilmiş ilk çağların bile öte karanlığına düşen evrensel boşlukta sisteme güdümlü - bağımlı sefil sürgün yığınlaşmış olan herkes Üstünlerin programlayıp kurguladığı her şeyi dayatılanlara karşı konulamaz ve kaderi asla DEĞİŞTİRİLEMEZ TANRI vergisi olarak buyrulmuş olan sürüncemeleri harcar, boyun eğer, bel bağlar ve zoraki sorunlar mülkiyeti sahibi ( kaderi ve yazgısı değişmez ilkesiyle) muhtaçlığından tüketirler.
Aristo bu yüzden hak hukuk adalet özgürlük saygı sevgi duygu ve düşüncenin olmadığı güce erişmeyi yüksek erdemlilikten sayarak akıl - fikir hocalığı yapıp yetiştirdiği Büyük İskender” i tüm dünyayı tekelinde hükmetme manyaklığına kışkırtıp bileyerek, herkese ve her şeye karşı hükümranlıkla kimsenin itiraz hakkı ve tepkisinin olmadığı kaderini yazıp yazgısını belirleyen en acımasız ruhlar alemi temsilcisi ve TİRANLAR tanrısı kabulüyle tarihi kayıtlara geçirtti.
Bugünse aynı kör ve karanlık tünelde seyrini bulmuş olan TARİHİ TEKERRÜRDE evreni ve dünyayı yaşanan bütün olgu ve olaylarıyla akıl fikir idrak vicdan irade liyakat duygu cesaret bellek istikrar huzur güven bilinç ve inanç yoksunu düşünmeyen, okunmayan, anlamayan, bilmeyen, görmeyen, yormayan duymayan, sezmeyen, tanınmayan, sormayan , umursamayan ve sorgulamayan duyarsız sorumsuz ilgisiz kayıp kayıtdışı ve her şeye KAÇAK kendine gösterilip dayatılan kokuşmuş çürümüşlüğün afyonlarını ve gördüğüne imrenen rol model figüranlarını sistemin tanrısı yerine koyan Aristokratların kulluk köleliğine bağlı olarak maskelenmiş laboratuvar deneği ve çağ dışılığın enayisi formatıyla sürüklenip gitmektedir ülkemiz toplumu ve yapay zeka globalisti insanlık.
Günümüzün TANRI motifli TİRANLARIYSA yönetip güttükleri zaafiyetleri ve sorunları sermayeden sayılan toplumlara yetkide, güçte, görgüsüzlükte, baskıda, gösterişte yozlaşmada talanda ve sahip olma hırsında devletsizliği şuursuzluğu ve kimliksizliği kotarırken hiç bir ahlaki kanun kural sınır ihtiyat onur ilke akıl fikir vicdan özgürlük saygınlık ve değer tanımayarak Aristokrat çarpık düzenine ortak ganimet kapışma ekipmanlarıyla birlikte kapıldıkları gözü dönmüşlük ihtirasını ve kişiliksizliğini doyurmak için her şeyin yaşama hakkına tecavüz eden saldırganlıkla tüm dünyada birbirinin aynısından Büyük İskender” in hükümranlık sadistliğinin yapay çakması kopyalanmışını ve benzerinden çoğaltılmış küçüğünden olma derdi sapkınlığı ve gayreti çukuruna düşmüş bataklaşmış vaziyetteler.
Kendi hata kusur eksik noksan yanlışlarının pay ve paydaşlığını doğru mükemmel ve haklı gören köklü sapmalar travmasından geri dünyaya insanlığa topluma ve hayata dönmemekte ısrarcı ve inatçı olarak, somut yaşamdan kopukluğunu ölmedikçe bitmek sonlanmak bilmeyen ecir sabırla hep öbür dünyaya saklayıp bırakmakla hiç görülmedik BÜYÜK ödülün sahibi olunacağı kabızlık çoraklık ve kuraklık algısı aşılanıp salgılanır bu haydut haramilerin sorunsuz sıkıntısız soygun sömürü ihtiyaçlarına göre en ideal ve erdemli diye adlandırdıkları insan tipini ve toplum modelini sağlayan bütün çıkar ortakçılarını kirlenmeyi yozlaşmayı kötülüğü kayıtsızlığı sindirilmişliği korkuyu yalnızlığı duyarsızlığı yabancılaşmayı sapkınlığı şiddeti devletsizliği kimliksizliği istikrarsızlığı kokuşmuşluğu çürümeyi cehaleti ve sosyal salaklaşmayı menfaat getirisi oranında karşılıklı paslaşarak kurumsallaştıran Tiran Tanrıları’” yla beraber, ekip, yapılanma ve takım kadrosundaki her iki dünyayı birden sevk tayin tesis ve idare etmenin yanında güdüp yönettikleri kalabalıkları itaatli ve kullanışlı kulluk köleliğin esaret tezgahına koyan despotluğun her yaptırım yetkisine patron tanrılık yapan ayrıcalıklı ve imtiyazlı Aristokrat iblisler…
Özcümleyle bütün bunlardan dolayıdır ki, ölüm zulum pahasına sefaleti yoksullaşmayı yozlaşmayı yağmayı sömürüyü talanı şiddeti vurgunu soygunu acımasızlığı ruhsuzluğu ve limitsiz kesintisiz yıkımı en yaygın ve yerleşik hale getiren bütün yapıların ve oluşumların özel konforlu olanları, seçkinlik üstünlükleri, kibirli gösterişleri , yalana yanlışa harama hinliğe dair her ne yaparlarsa yapsınlar kendi kendilerini doğrulayıp yücelten seçkin ve ayrıcalıklı dokunulmazlık ayrıcalıkları vardır.
Ekim / 25
Kayıt Tarihi : 19.10.2025 12:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!