Göğe ateşlenmiş, rotasız
bir kurşun olmak vardı bu mevsimde
Ceplerinde kazma kürek
bir zerre kimliğiyle ısıtmak o araziyi
Her şeyi sonsuzluğa gömebilirdim :
Uçurum dostu hasret kokularını,
değersiz şehir kalabalıkları,
sekerattaki kuşların kanatsız ruhlarını,
taş yağışını özleyen kardelen tohumlarını.
Olsaydı bir çamurlu küreğim.
Yukarıda yatan çok arkadaşım var, uzaklarda
Ben doğmadan ölen
yolum düşmüşken ziyaret ederdim
yad ederdik geçmişi bardak bardak.
Ağız dolusu yağmurlarla
Boğabilirdik gökyüzünü kurak soframızda
Bulutsuz değildir aslında bu mevsim, olamaz
Yamandır kördüğümlü boğazlarda yetişen çığlıklar
Çift gözlü korsanlar başıboş değildir bu havalarda
Kamarasında külrengi bir pankart;
''Ufuklar yalnız bırakılmaz''
Kağıda dökeceğim çok sürahi vardı
Yapayalnız bir kurşun olarak yaşasaydım,
yukarda
Çeşit çeşit, renk renk, yudumluk kopuşlarla dolu
Küflenmiş kafataslarının tarihi geçmiş hayalleri,
dişleri sararmış orta yaşlı piyanonun
değer görmeyen peltek besteleri,
masal kitaplarına kurban giden
çocuksu orman iskeletleri.
Bir ben mi görürüm, bilmem
Saygıder leşlerden geçilmez yukarısı
Bir mancınık kadar iradesiz
Adımın baş harfini kazıyıp
çarmıha gerebilseydim karanfilli göz çukurlarını
Duygusuzluk manzaralı uzaklarda
Karanfilli ölü, kanatlı ölü,
gerçekten yaşamış bir ölü.
Kör kurşun yaşamak onurdur bu mevsimde
öpülmemiş bir şakakta soluklanıncaya dek
Nefes nefese yaşlanmış
kurusıkı, tek tabanca bir ömür gibi kırmızı
Gerçekten kızarmış bir şekilde.
(30. 08. 2019)
Siyanür GreenKayıt Tarihi : 17.6.2024 22:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!