Bir Garip Hüzün
Ufkumda kaybolup ebede giden,
Kızıl akşamları hediye eden,
Tozlu yollarında mütemadiyen,
Bekletme güzelim çeşme başında.
Gönül birliğine katıl
Yılanlara inat olsun.
Aydınlık atiyi batıl
Kılanlara irşat olsun.
Asaleti asil bilmek,
Kimseyi incitmem, öte git demem
Kibir sofrasının balını yemem
Namert bahçesinin gülünü dermem
Hezenleri* çökmüş viraneyim ben…
Ayrılık ataşı yurt tutmuş başta
Felahiye Menteşe’den yel esti
Hüzün çöktü, hatırası debreşti
Taptuk’un eşiği, bir dolu desti
Bizim Sağıroğlan, Bizim İbocan!
Her çeşmenin, her tandırın başında
Ömür
Yazı yazar, yazı yazar.
Kalem tutar, yazı yazar.
Ömür biter azar azar,
Kalemimi kıra kıra.
Sevgi nefreti boğacak
Güzel günler pek yakında
Güneş neşeyle doğacak
Güzel günler pek yakında
Düzgün görecek şaşımız
Düzenin kuklası kaypak oluyor
Ruhsuzun cüreti dizini geçmiş
Köle kılıklılar at koşturuyor
Angutluk dönemi revaçta şimdi
Onursuz, kimliksiz yaşamı ile
Gösterdiğin ilkeler uyanış, ışık bize
Haysiyetler kurtuldu, kölelik geldi dize
Dalgalanan Bayraksın, gerek yok başka söze
---Senin eserin Atam, Kahraman Türk Milleti
---Sana rahmet Başbuğ'um söküp attın zilleti!
Meşeliktir bizim karşı tepeler,
Harmanda da anam, buğday, çec eler,
Neş’enin tılsımı, günler nerdeler,
Tütem tütem kokan yıllar nerede?
Bozkırında koştuk, mevsim yaz idi,
Bin yıllık sevdayı yerle bir etti.
Bölündü memleket; sorsan kâr etti.
Borçlar ile bu ülkeyi var etti.
Şu övünen muktedire bir bakın!
Oy verenler kına yaksın eline.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!