Bir akşam yemeğinde;
Omuzları açık bırakan, bordo kadifeden bir bluz, aynı renk bir ruj, göğüs dekoltesinin ortasında parlak taşlarla bezeli bir broş ve gözlerinin rengini, yüreklere işleyen bi makyaj, karlı yamaçlara akseden bir gün batışı gibi
bembeyaz omuzlara dökülmüş kıpkızıl saçlar...
Paha biçilemiyen Kaşıkçı Elması gibidir kadın...
Bir sabah kahvaltısında;
Yataktan henüz kalkmış, karmakarışık ipek saçları göğsüne doğru dökülmüş,
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir