Söylesem yutkunur boğazım,
Çıkmayan ismindir.
Dinlesen ses vermekten uzak,
Bir çırpınış anıdır akan kan,
Kalp ne kadar büyük o kadar ufak.
Tanınmaz halde buldum paslı omurgalarımı bir gün,
Demir aldığımda sudan,
Güneş on takla attı ardımda.
Limanındaki martılar beni uğurladı.
Limandaki martılar kadar olamadın ya,
Al bu sızıyı anla hadi.
Gökyüzünden hüzün yağdığı kadar
Beyaz güllerde yağar
Yağan yağmur olur
Sen bana ulaşınca
Yağmur sen olursun
Gözlerimden yüzüme akan
Gül yüzünden utanıp saklanan
Bir gül var
Dokun yüreğime o bu mekana dar
Biliyorum bu hasreti yakacaksın
Gözyaşlarının küllere bulandığı anda
Ağlamışsın
Deniz düşmüş gözlerine
Gözlerin denize düşmüş
Bu ışık aydınlatmaz bizi
İklimler değişir gidişinle
Hezeyandır bu
ve mevsim güz
Duygular sebebinle barışır
Gözlerimde hüzün çağıran benzerlik
Hangi şair sevmiş
ve kavuşmuş
Kavuşmak nedir
Tutulmamış bir ay kadar safım
Abdal mıyım derken aptallaşmış
Hangi şair sevmiş yanılmamış
Kalp üzerine saçılan ince sızı
Suya atılmış kor demir
Çelik bu
Her yanım delik deşik
Değil, değil kinaye
Çoğul düşleri depresif
Dün öldüğüm kaldırımın üstünden kaldırmamışlar cesedimi
Bugün üzerime örtülen taze gazetede fotoğrafım
Üstümde miras diye sana getirdiğim gençliğim var
Dün öldüğüm kaldırımın üstünde bir çocuk
Yapışmış bırakmıyor paçalarımdan
Bende kendine aşılanmış
Bir dal
Bir park olabilmek için
Koca koca ağaçlar
Yarışıyor daha da büyümek kimin haddi
Sıra sizde şimdi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!