İster doğudan, ister batıdan,
Güney ve Kuzey kapısından,
Nereden girersen gir,
Bir kez tanışmaya gör,
Daha kurtulamazsın artık,
Bu kara sevdalı tutkudan,
İstanbul'dan, İstanbul'dan...
Rıhtımlardan, Haydarpaşa'dan,
Sirkeci,otogar, hava limanı
Bilmem daha nerelerden,
Mutlak gireceksin buralardan,
Ve göreceksin ki!
Derdine derman.
Sıkıntısına huzur,
Hayatına iş,
Midesine aş arayanın,
Çoğu burada.
Gariplerin gözü yaşlı,
Erenleri ağır başlı,
Bende onların içinde,
Aciz bir kul'um,
Bırakmıyor beni bir türlü,
İstanbul'um, İstanbul'um...
Artık kovulsanda,
Gitmezsin bir türlü,
Sonsuz vaadler gelir, her taraftan
Ümitler hiç eksik olmaz,
Dur durak dinlemez beklentilerin,
Yedi tepeden.
Deniz kenarlarından,
Usanmak bilmezsin nedense!
Hep hayallerinde saklanır pulum.
O beni bıraksa da, ben onu bırakmam.
İstanbul'um, İstanbul'um...
Rezil olursun,
Ama sahnede vezir,
Aç kalırsın,
Tok'lar senin halinden anlamaz,
Tahtakale'nin hamalı,
Anadolu'da,
Köyünün baş pehlivanı,
Cebin boş olsada,
Gönlünde bir ümit yatar,
Damarlarındaki kan,
İstanbul, İstanbul diye atar.
Vapur bacalarının dumanı,
Dolmuş ve otobüslerin eksoz fermanı,
Çıldırtır seni ne tarafa baksan,
Merhametli bir yürek,
Yufka bir kalp,
Bulamazsın ki arasan da,
Herkes kazanma savaşında,
Dost, sevgi, şevkat değil,
Cepler dolsun yeter ki bunu bil.
Bu İstanbul sevdası,
Banadır... Sana değil.
Nice vezirler, rezil olur burada,
Nice rezillerde vezir,
Paranın namuslusu yoktur,
Bazı şeylerin de ha keza!
Yine de efsunlu bu beldeye,
İnsanlar akın akın geliyor,
Sakın demeyin bana,
Keramet bunun neresinde,
Gelenlerin, gelmeyenlerin,
Gönüllerinde taht kuruyor,
Akın akın olumsuzlukların karşısında,
İçim burkularak, kale gibi durdum.
İstanbul'um, İstanbul'um...
İstanbul Boğazında iki güzel,
Anadolu, Rumeli,
Hisarlarını görmeli,
Sultanahmet, Ayasofya'ya göz kırpıyor.
Feryatlarını hele bir dinleyin,
Nasıl hasret fırtınası kopuyor,
Eyüp Sultan'a da kulak verin,
Ben buradayım, burada,
Çağlarca sürmüş güzellikler,
Birer birer sayılmaz,
İstanbul sevdasına kapılanlar,
Gönül sarhoşluğu içinde olur.
Gözünü açsa da, kapasa da,
Uyusa da, uyumasa da,
O güzel İstanbul'u bulur.
Eminönü'nde, Sirkeci'de,
Vapur düdükleri ötüyor,
Güvercinler sevinçle takla atarken,
Yeni Cami önünde,
Birbirleriyle sevişiyor,
Gördüğüm şu gerçekler,
Hayallerime kök salarken,
Ümitlerimi söküyor.
Şu aciz kalemimden,
Mısralarım,
İstanbul, İstanbul diye,
Sevdasını döküyor.
Beyoğlu'nda urumeli güzelleri,
Aksaray'da görüverin ezenleri,
Topkapı Sarayı'nda,
Nice sultanlar gelmiş,geçmiş.
Erenler, ermeyenler,
İstanbul sularını içmiş,
Hamidiye mi? çağlarca sürüp gelen,
Terkos mu? Bu insanlara hayat veren.
Ne kadar anlatsam,
Güzellik ve çirkinlikleri bitmez.
İstanbul, İstanbul!
Seni anlatmaya gücüm yetmez.
Kayıt Tarihi : 21.4.2005 15:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)