İstanbul Şehrengizi Şiiri - Yorumlar

Mehmet Şamil Baş
20

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

İ.
bağdaş kurup Beyazıt’ta ihtiyar bir çınarla
/ kaçamak bakışında şairin /
açıp açıp okuduğum şehrengiz
âh! ne yana baksam ben
ne yana baksam hatıralar yaprak yaprak dökülür
içim içime sığmaz nerde bir şair görsem

Tamamını Oku
  • Özlem Yıldız
    Özlem Yıldız 21.05.2006 - 16:23

    Kimse alınmasın ama birinci olmuş bir şiir hiç mi alıp sürüklemez insanı.... Maalesef doktor reçetesi gibi; anlamak için uzman olmak (jüri) gerekiyor galiba... Halktan uzak, şiir aristokraksisinin esridir bu şiir. Şair alınmasın, belki iyi bir yazıncı olabilir ama ben bu şiiri beğenmedim...... Beğenmek için kendimi zorlayıp bir kez okudum, yine beğenemedim...

    Cevap Yaz
  • Remzi Şanlım
    Remzi Şanlım 21.05.2006 - 16:22

    NE ŞİİRİ NE SANATI BEYLER

    ADAMIN BİRİ ÇIKMIŞ BURDA İNASANLARI

    AŞAĞILIYOR

    AĞZINA GELENİ SÖYLÜYOR

    ORTALIĞI KARIŞTIRIYOR

    İNSANLARI RESMEN BİRBİRİNE DÜŞÜRÜYOR


    ANTOLOJİ. COM YÖNETİCİLERİ MÜDAHALE BİLE

    EDEMİYOR


    YAHU HEPSİ HEPSİ BİR KİŞİ İŞTE

    ŞU HADDİNİ BİL DİYEN BİLMEM NE

    SEN ÖNCE BİR KENDİ HADDİNİ BİL BE!

    Cevap Yaz
  • Uğur Benek
    Uğur Benek 21.05.2006 - 15:26

    Öncelikle şair dostum Mehmet Şamil Baş'ı tebrik ederim.

    Söylemek istediklerim var. HERKES LÜTFEN OKUSUN!

    5. VE 6. MADDE TEPKİDİR!

    1. Yarışmanın jüri üyesi olan Faysal Şansi, bu yarışmaya hangi ünvan ile girdi? Ümraniye Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak... Kendisi Radyo-Televizyon Yayıncılığı mezunudur. Bu büyük bir yanlışlıktır. Onun yerine çok değerli şairlerimizden biri getirilebilirdi.

    2. Şiirler hangi metodlara göre seçildi? Seçilen 13 şiirden 5'i hece ölçüsü ve kafiye düzeni ile yazılmış. Fakat iyice incelerseniz aşırı şekilde kusur var. Özellikle kafiyelerde...

    3. Açıklamada [ Şiirler yalnızca 'sanat eseri' olarak değerlendirildi. ] denilmiş. Bu ne demek? Bir eserin 'sanat eseri' diye nitelendirilmesi nasıl bu kadar da kolay söylenebilir? Bu olay öznel bir yargıdır. Yani kişiden kişiye değişir. Eğer bu sözcük öbeği kullanılmışsa sıf bu yüzden tarafsızlıktan söz edilemez.

    4. Seçilen 13 şiir de çok uzun. Şiirin sonuna gelindiğinde akılda kalabilecek birşey olmuyor. Kısa ve öz olsa, seçilme olasılığı olmayacaktı herhalde!

    5. Şairler şiirlerinde çok fazla yabancı ve özel sözcük kullanmışlar. Arapça ve Farsça yetmemiş, Fransızca'ya kadar gidilmiş. (AB'ye kadar yolu var sanırım.) Sade dil, sade Türkçe dışlanmış. Türkçe öksüz bırakılmış.

    6. Şairlerin şiirleri imla açısından 1. sınıfa giden öğrenci gibi. Türk Dil Kurumu (TDK) der ki: ' Şiirlerin her bir dizesinin baş harfi büyük hafrle yazılır.' Dil bilgisi de ayaklar altına alınmış.

    7. Yarışma koşullarından biri şuydu: 'Çok sayıda imla hatası ve sözcüklerde yazım hatası içeren şiirler değerlendirmeye alınmayacaktır.' Altıncı maddede söylediğim gibi baştan sona kadar bu hata var.

    Tepkilerimle...

    NOT: Tepkilerim şahıslara yönelik değil, tüzeldir.

    Cevap Yaz
  • Yavuz Bülent Bakiler
    Yavuz Bülent Bakiler 21.05.2006 - 14:50

    Şaklabanlık yeri değil burası!

    Herkes haddini bilsin!

    Ayıp be!

    Cevap Yaz
  • Yusuf Sivaslıoğlu
    Yusuf Sivaslıoğlu 21.05.2006 - 14:40

    Bu şiir ümraniye belediyesini yönetenlerin dünyaya bakış açısını yansıtıyor.O yönü ile beğeni kazandığını anlamak için çok büyük zekaya ihtiyaç göstermiyor.Üstelik de yusufönder'in dediği gibi anlamak için bayağı uğraş vermeyi gerektiriyor.Sayın Editörüm.

    Cevap Yaz
  • Yusuf Sivaslıoğlu
    Yusuf Sivaslıoğlu 21.05.2006 - 14:39

    Bu şiir ümraniye belediyesini yönetenlerin dünyaya bakış açısını yansıtıyor.O yönü ile beğeni kazandığını anlamak için çok büyük zekaya ihtiyaç göstermiyor.Üstelik de yusufönder'in dediği gibi anlamak için bayağı uğraş vermeyi gerektiriyor.Sayın Editörüm.

    Cevap Yaz
  • Yusuf Bahçeci
    Yusuf Bahçeci 21.05.2006 - 14:30

    ŞAİRİN ŞİİRİNİN BİR KISMINI BURAYA ALDIM LÜTFEN OKUYALIM

    bağdaş kurup Beyazıt’ta ihtiyar bir çınarla
    kaçamak bakışında şairin
    açıp açıp okuduğum şehrengiz
    kaç bin yıl kaç bin insan
    tanıştığım hep benim
    aklımın dört köşesi ölmüş çiçekler gibi
    inanın ben değilim bu cinayet bu vehim
    tinerli nefesinde çocuğun sıkışıp kalan gündüz
    aynalı beşiğinde bebeğin dağılan Binbir Gece
    eskiyen ellerinde dilencilerin geçmeyen akçe
    fırtına kaçağımdır şuramda demirleyen
    kana can vermeyi öğretiyordu
    hırçın ışıklarında saray şamdanlarının
    secdeye kapanmıştık
    sevinçten ağlamış ağırlanmıştık
    çeri bendim divân ben Hürrem bendim sultan ben
    mum gibi yanıyordu esrâr hükmünde hüsün
    pervanelerde
    semâzen âyetin müsennâ sesiyle kubbelerde
    bir cariyenin gözyaşını saklayan çeşmelere
    kuruyan her şadırvan hangi yüzle dönecek
    hasret Bâbil’de başlar bende biterdi firâk
    kibirden sarhoş olup kovulmuşum dergâhtan
    minyatüre sığmayan aşklardan biliyordum
    bir sevdâ meseliydi Kız Kulesi’nde ölüm
    o titrek tebessümün korkusuna aldanıp
    mor ebrû dudağına gül/bahar bulaşırdı
    rumelinden akasya âh çekse Asya diye
    yetişmek için İcadiye’de nefesim kesilirdi
    nahif bir sallantıdan yıkılacakmış gibi
    Kandilli’de uykumu parçalardı Üsküdar
    keşkülünde dervişin kapı kapı gezdiğim Beylerbeyi
    bencileyin murakka ve benim kadar kadîm
    yükü zengin küfenin kalbi fakîr hamalı
    azığı simit katığı sebil
    taşıdıkça artağan
    ardında sabah akşam yorgunluk topluyorum
    ıslak bakışlarıma aldırmayan ayrılık!
    dar zamanlara sığamıyorum
    geri gelmeyen mektuplar gibi
    deli rüzgâr ne zaman tozum alsa raflardan
    adalarda bir fayton gibi kendinden geçer
    yüzleşir her sahafla içimdeki bun
    hâne hâne sis damla damla mey ve eğleşen gün-
    âh! mirasa konan insanlar gibi
    her gün büyüyor gömülüyorum
    tanıdık yüzüyle ölümün bâki kalan İstiklâl!
    gördün mü böyle elem böyle yas Dolmabahçe’de
    soğuyan saatlere serilen encam ve ben
    Çamlıca’nın darası düşülmüş manzarasında
    uçurtmalar hariç beni kimsecik görmez
    gökyüzü dökülmüş kaldırımlardan
    baştan başa şehrâyin
    âh! beni bana banıp beni resmettiğimden
    âharlanmış bir huşû sarar mı gökyüzünü
    cülüs dağıtıp sultan lâle ve gül yağar mı
    köpükte süzülür mü yeniden Hümapervaz
    ışıldasa tahtımda o tezhibli ihtişam
    aksam efsunu pervin tepelerimden
    sarnıç kurur söz üşür şehrengiz biter


    EY MİLLETİM BENDE BİR TÜRK GENCİ OLARAK ŞİİRLERİMDE ZAMAN ZAMAN OSMANLICA FARSÇA KELİMELER KULLANIRIM VE SEVERİM AMA BU BİR ŞİİR CİNAYETİ VE BAZI ARKADAŞLARDA BU KELİMELERİ METHEDİYOR HAYRET Kİ HAYRET...

    ŞU SATIRLARI BANA NASIL ÖVÜYORSUNUZ MANASI NEDİR SÖYLERMİSİNİZ,

    aklımın dört köşesi ölmüş çiçekler gibi
    inanın ben değilim bu cinayet bu vehim
    tinerli nefesinde çocuğun sıkışıp kalan gündüz
    kana can vermeyi öğretiyordu
    taşıdıkça artağan
    ardında sabah akşam yorgunluk topluyorum
    deli rüzgâr ne zaman tozum alsa raflardan
    Çamlıca’nın darası düşülmüş manzarasında
    gökyüzü dökülmüş kaldırımlardan
    baştan başa şehrâyin
    âh! beni bana banıp beni resmettiğimden
    âharlanmış bir huşû sarar mı gökyüzünü



    BU ŞİİR BENİ ÇOK UĞRAŞTIRIYOR O KADARDA ZAMANIM YOK...DOĞRUYU SAVUNAN ŞAİRLERE SELAM VE SEVGİLERİMLE...

    Cevap Yaz
  • Cemal Öztürk
    Cemal Öztürk 21.05.2006 - 14:16

    bu denli uzun uzadıya hikaye edilmiş şiirleri gereksiz
    bulduğumu belirtmeliyim. Atilla İlhan'ın dediği gibi
    bir şiirin okuması bittikten sonra aklınızda mutlaka
    çarpıcı bir şeyler kalmalıdır. Bu uzun şiirde mısra ve
    imge yönünden elbette güzellikler bulduğumu teslim etmeliyim. Ancak birbirini tamamlayan kelimelerin bir
    temayı işlediğini ne yazık ki göremiyoruz. Şairi emeğinden dolayı tebrik ederken jürinin biraz daha yalın ve iz bırakan şiirleri tercih etmesini isterdim.
    Bu bağlamda üçüncülük alan şiirin aslında birinci olması gerektiği de açıktır. Bu yarışma vesilesiyle çok
    güzel ürünler ortaya çıkarılmış oldu.Şimdilik tek teselimiz bu...Keşke bu ürünler içersindeki en güzel
    şiirler seçilebilseydi ben kendi adıma çok takdir ederdim. Ne yazık ki jüri üyeleri bu hikmet ve hakimeyete sahip değillermiş. Cemal Öztürk

    Cevap Yaz
  • Mehran
    Mehran 21.05.2006 - 13:24

    Tebrik ederim başarılarınızın devamını dlilerim saygılar...

    Cevap Yaz
  • Halil Pazarlı
    Halil Pazarlı 21.05.2006 - 13:15

    İstanbul kendisine aşık bir şair kazanmıştı geçen sene. Anlaşılıyor ki gerçek aşk sürekli devam ediyor hala..Eleştiri dozunu kıvamında yapan kişilere sözüm yok. Ancak bana göre hakettiğin yere layıksın Şamil Bey. Şiirin uzun olması konusunda ki görüşler belki eleştiriyi yapanlar tarafından haklı gibi gözükse de, Şiirin kendi bütünlüğü içinde bana göre yakışmış. Fars ve arapça sözcüklerin veya tanımlamaların ses ,aheng ve duruş bakımından (heyecanlı, toy ve henüz şiir hakkında liseli aşıkların ağzıyla eleştiri yapan) bir kaç kişi dışında anlaşılmamış olması seni üzmesin. Zamanla onlarda öğrenecekler. Ben kendi adıma seni canı gönülden kutluyorum. Hakettin, kazandın, diğer 2. 3. ve mansiyon alan arkadaşların şiirlerini de okudum. Hepsi birbirinden güzel şiirler. kazanan tüm şiirleri okuduktan sonra niye dereceye girmediğimi çok bariz anladım. Sizleri gıptayla kıskanıyorum. Umarım bende böyle güzel şiirlere imza atarım. Sizin şahsınızda tüm kazananları buradan tebrik ediyorum. Tek tek yazmak isterdim ama zaman mefhumu buna fırsat vermiyor. Tekrar TEBRİKLER Sizleri ayakta alkışlıyorum.

    M. Halil PAZARLI/TOKAT

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 406 tane yorum bulunmakta