Gri dumanların arasında bir gül açtı
Gözlerimde ıslanmış yemyeşil bir bahardı.
Dudağımda bir şarkı;
Mehmet`ler öldükçe İstanbul ağlardı
Ağlardı yüreklerimizin destan kokan yerleri
Utanırdık içimize bakmaktan
Yanağımızdan süzüldükçe tuzlu özlem damlaları
Ellerimizde kırmızı güller kanardı
Kaybettik hatırasını geçmişte kalanların
Ağıtlarımız hazırdı
Korktuk acıya direnmekten
Sustuk içimizdeki isyanları
Güneş yüzlü çocuklar büyüttük
Umudu uzaklarda arayan…
Sisler dağıldı etrafımızdan
Hicran rengi bir gül parladı bir mezar başından
Kalktı ecdadımızın kahraman neferleri
Baktılar titreyen bedenlerimize
Gönlümüzde ince bir sızı
Derin sitemler katıyordu sesimize
Ne kadar da alışmışız boynumuzu bükmeye
Bak İstanbul seriliyor ayaklarını öpmeye
Kükürt kokusunun arasında bir gül açtı
Eğilip büküldü haliç
Yükseldi sular Mehmet yazdı
Açtı kanatlarını güvercinler
Diz çöktü Süleymaniye
Bağrını ona açtı
Onu mezarda görenler yaşamlarından utandı
Gündüz vakti semada yıldızlar parladı
Ayasofya haykırdı
Gel ey Bizans fatihi büyük sultan
Evlatların yetim kaldı
Uzattı ellerini insanlar
Gel ey sultanımız
Ruhlarımız karanlıklarda tutsaktı
Dağıldı kara bulutlar gökten
Etrafı çiçekler sardı
Kalktı yerinden Mehmet Han
Göğsü umman kadardı.
Askerler geçip önünde eğildi
Sokak çocukları başlarını çevirdi
O an gözünden yaşlar boşandı Fatih`in
Dedi “ey İstanbul bu çocukları nasıl incittin”
Gözlerimde yemyeşil bir bahardı
Baktıkça Fatih`in yüzüne İstanbul ağlardı.
Uyanırken o kasvetli uykudan
Bir ses geliyordu karanlık kuytudan
“ İstanbul nasıl İstanbul olur
yüreklerde Osmanlı olmadan”
Kayıt Tarihi : 28.4.2005 18:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)