Bir pazar gecesi
Herhangi bir otogarda
Yüreğime bir rüzgar esti ve
Küçük bir kız çocuğu yanımdan geçti
Sana benzettim saçlarını
Ve doğmamış kızımıza
Başka bir şehirde,
Senden uzaktayım,
Sanki bugün doğum gününmüşte
Yalnız geçiriyormuşsun gibi
Sanada öyle geldi mi?
Bilmiyorum
Sende gelseydin keşke
Benle
Beni bırakıp giderken...
Sende tutsaydın ya
Ellerimi
Bir şey mi söyledin?
Duymadım
Özür dilerim
Ben taş kalpliyim ya
Hiç üzülmedim...
Aynalar yalan söyledi bana,
bir kez daha vurdu yüzüme,
ve öylece karşımda durdu,
dışımdaki ben,
aynalar kimi zaman dostumuz oldu,
Çaresiz yolun kenarında yani bırakıldığı yerde bekleyen ‘ Bitmeyen’ iyice yalnızlaşmıştı, oysa eski günler aklına geldiğinde sığınacak yer bulduğu o ‘ Büyük Aşk’ ın sıcacık güvenli arasında –o iki parantezin- ne kadarda mutluydu. Artık ne kadar beklediyse mevsim nisana dönmüş, her yer cıvıl cıvıl yem yeşil, iğde kokuları duyuluyordu etrafta…
Bir sağa baktı bir sola daire şeklindeki yoldan ne gelen ne geçen vardı. Kendi kendine –‘ ne bitmeyen çilem varmış’ dedi. Adı üstünde ‘ bitmeyen’ di.
Birden zaman durdu. Yolun bir tarafından bir gölge belirdi, günlerdir, aylardır, yıllardır beklediği ‘ ‘Büyük Aşk’ tı bu. Gözlerine inanamadı, tarifsiz bir sevinçle koştu, koştu, kollarını daha da büyük açtı
(…B i t m e y e n…) ‘büyük Aşk’ ın bir şey söylemesine fırsat vermeden şaşkın bakışları arasında hemen iki parantezini alarak yerini aldı; ‘Büyük (Bitmeyen) Aşk’
Büyük aşk daha doğrusu yeni adı ile ‘Büyük (Bitmeyen) Aşk’ bu duruma çok şaşırdı.(evet okurda şaşırdı) Çünkü buradaki ‘ büyük Aşk’ ters yönden gelen ve başta ‘ Kararsız (Ayrılık) Aşk’tı. Bitmeyense onu tanıyamamıştı. –‘olsun’ dedi ‘Büyük aşk’ –olsun… ve daha sıkı sardı ‘ Bitmeyeni’ hatta parantezlere biraz kızdı –‘sakın bırakmayın onu’ dedi. İşte bu yüzden parantezler köşeli oldular, eğildiler, büküldüler. Bunlar oladursun yorgun bitkin yolun devam eden ‘Büyük Aşk’ hala ‘kararsızlık’ ve ‘pişmanlık’ ın sesini duyuyor, ‘pişmanlık’ ın sesi geldikçe sarmaşık ve fesleğenin yanına dönmek istiyor ancak ‘kararsızlık’ ın sesini duydukça da kararsız kalıyordu. Ve yola devam etmek istedi, ama tükenmişti keşke ilk dostu ‘ Bitmeyen’ de burada olsa diye geçirdi içinden. Yürüdü, yürüdü ve neden sonra kafasını kaldırdı. Hava mavimsi bir kızıla bürünmüş, yavaş yavaş akşamın alaca karanlığı çökmeye başlamıştı. Nisan kokularıyla karışık bir dost kokusu geldi burnuna, bir özlemin kavuşma anına kilitlendiği o anda; zaman durdu. Tam karşısında günlerce, aylarca, yıllarca beklediği, uğruna nelerden vazgeçtiği ‘Büyük [ Bitmeyen] Aşk’ ı duruyordu. İkisinin de gözleri doldu. B ü y ü k ce açtılar kollarını ve bir oldular.
‘Büyük Aşk’ ve ‘Büyük [ Bitmeyen] Aşk’ işte o zaman anladı ‘ Bitmeyen’ ‘ Büyük Aşk’ ın o olduğunu…
Ne yöne gitsem
Kalbimin çıkmaz sokakları
İmkansız çıkmazı
Pişmanlık çıkmazı
Hep böyle
Tabela adları…
Yalnız bir bankta
Beklemek seni
Öldüğünü düşünerek, yıllar sonra
Üstelik hava soğukta...
Biraz bize mi benziyor?
İnsan sevgiye hükmeder, ama aşk insana hükmeder (Şah&Sultan-Sy:45 İskender PALA)
Sevgi nedir diye sorulduğunda
Her soruda
Aşk için savaşmak yazar kitaplarda...
İnsan sevgiye hükmeder ama
Aşktı;
Evet bu aşktı
Uzun boylu, 30’ lu yaşlarda, esmer, takım elbiseli, elinde cep telefonuyla kafe den dışarı çıkan adam böyle söylüyordu karşısında duran ve elinde cep telefonu olan kıza, o an aşık olmuştu… Birden zaman durdu ve geri akmaya başladı her şey.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!