Yayılmaş her yana orkestra turu,
Seçim ikliminde öter keklikler.
'Çantada kekliğiz' saf temiz duru,
Kirlenmiş yüzle oy ister keklikler.
Cebimden kuruşu çalanları var,
İrfan meclisine girse ihanet,
Hoşgörü bayrağı diker giderim.
Şaşkına verilmez ki yol emanet,
Kılavuz ışığnı yakar giderim.
Nasihatım var yol şaşıranlara,
Dadıldı Emlek, kentlere çöllere,
Yoksulluk da mecbur etti gurbete,
Karın doymadı Emlek yöresinde,
Ata diyarından, Gittiler Gurbete.
Bozukdu Osmanlı, mali düzeni,
Haftada ayda bir selam yaz gönder,
Sözünüz gözümde tütüyor kızım.
Unutma ha bizi yönünü dönder,
Gözünüz gözümde tütüyor kızım.
Kulağımda çınlar güzel sesiniz,
Hava nasıl oralarda be Kayın!
Beden orada gönlü de burada.
Çarpmasın seni kırk derece sakın,
Beden orada gönlü de burada.
Çöl müdür? Yoksa bozkır mıdır Afgan?
Yücedir eliniz; uzatın öpeyim,
Canımın yarısı anam babam.
Bastığın toprağa güller serpeyim,
Canımın yarısı, anam babam.
Her bir çift sözünüz öğüttür bana,
Aklın bahar yaz kışını,
Bilmeyince bayram olmaz.
Garip yetim gözyaşını,
Silmeyince bayram olmaz.
Barış üstün kin nefrete,
Âlimin başına vurulur balyoz,
Tepeden bakanın adaleti yok.
Kanımıza sıkar zehirli narkoz,
Vicdanı duyarsız merhameti yok.
AVM yapacakmış park bahçe bağlara,
Bilim işlenirken fikir gününde,
Herşey serseriye deliye kaldı.
Cehalet gemisi yüzer ummanda,
Âlimi konuşmaz ölüye kaldı.
İnsanlar bilimsiz fensiz yaşıyor,
Yaralandı Fafma Ana yavrusu,
Yaralarım kanıyor Şah Hüseyin.
Kerbela'da can aldı çöl kurusu,
Çıralarım yanıyor Şah Hüseyin.
Yüzüm sürüp cem evine gelince,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!