Gecesel bir yer altı sesiydi,
kehanet fısıldaşmasındaydı kökler, kemikler;
açıkta lüfercilerin parıldayan
lüks’leri. Av vakti, o tedirgin
karşılıklı bekleyiş; gövdemdi sanki
oltadaki ışığın yalımına kapılan.
Yanılsamalar ve aldanışlar.
Beklediğim inmedi trenden,
bir söylen olacaktı dönüşü;
kara büyülere çarpılmaya hazırdım
dönsündü yeter ki.
Oysa kıpırtısızdı istasyon;
öyleyse kırmızı bir mendille
kimdi el sallayan geçen akşam?
İnsanın gurb
..........
..........
Kayıt Tarihi : 9.5.2015 16:24:00





© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık

gafil gelecekteki mezarını kazıyor
TÜM YORUMLAR (2)