YONTU
Yonttu usta eller özenle Mermerin fazlasını Kaldı geriye heykeli
Antik çağların öncesinde Yarattı heykeltraş nadide eserini Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’i
Kimler okşadı seni
ZEMHERİ AYAZLARI
Uzun zemheri gecelerinin ayazları
Dondursa da iliklerimi
Soldursa da gül pembe benzimi
Masum bir güz gününün sabahında
Tan yerinin titrek pembe ışıklarıyla
Usulca aralarken perdesini güneş
Soluyordu kırların rengarenk çiçekleri
Gün geçtikçe azalırken çeşitleri
Rivayet odur ki
Su aygırından olma
Deniz anasından doğma
Güzeller güzeli deniz kızı
Denizler aleminin prensesi
Derin suların perisiymiş
DAĞARCIK
Tırmanırken insan
Hayat ağacına
Ömür boyunca
Neler neler yükler
Olmadı benim hiç bir zaman
Ne annededem ne babadedem
Sararmış resimlerinden gördüm onları
Ağarmadan saçları erken gelmiş sonları
Okunuyordu savaşların yorgunluğu yüzlerinden
Sezdim yüreklerindeki dinmez acıyı gözlerinden
HAYAL Mİ GERÇEK Mİ?
Gecenin esrarını
Ruhuma sardım
Yıldızlara bakıp seni andım
Öyle daldım ki siyahına
YAŞADIĞIM İNANILMAZ GERÇEK BİR OLAY:
MUM ADAĞI (LOĞUSA SULTAN TÜRBESİ)VE BAYRAK ADAĞI( BAYRAKLI BABA)
Değerli arkadaşlarım, sizleri o kadar çok seviyorum ki; Hayatımda yaşadığım en güzel ve en özel günlerimle inanılması çok zor olan, bizzat şahit olduğum, bir olayı sizlerle paylaşmak istedim. Aradan tam kırk beş yıl geçmesine rağmen, anılar henüz dün gibi yerli yerinde duruyor.
Dünyada yaşanan bazı olayların, hiç birinin bir gün bizim başımıza gelmeyeceğini sanırız. Bu gibi olaylara ancak filmlerde, romanlarda rastlanacağını, bizim yaşamımıza asla uğramayacağını düşünürüz. Sonra bir bakarız ki hiç beklemediğimiz anlarda, tıpkı herkese olduğu gibi bizim başımıza da gelivermiş.
Çoğu zaman Allah’a istek ve dileklerimizin bir an önce olması, hayallerimizin gerçekleşmesi için iletişim kurmaya çalıştığımızı ve dualar ettiğimizi asla yadsıyamayız. Hatta bu nedenle pek çok kişinin, türbelere giderek adak ( Kurban, mum, bayrak, şeker, sirke vs) adadığını ve dileği yerine geldiğinde adağını yerine getirdiğini duyarız.
1972 yılıydı ve İstanbul’a taşınalı bir yıl olmuştu. Ben o zaman (Kız Teknik Beyoğlu Olgunlaşma Ens.) ikinci sınıfına devam ediyordum. Her gün Fındıkzade’ den dolmuş taksiyle Şişhane yokuşundan çıkar, İstiklal Cad. üzerindeki okulun yakınında inerdim. Yolda giderken dikkatimi çeken, Şişhane yokuşunun sol tarafında bulunan bir türbenin önünde, her gün sadece hanımlardan oluşan, kalabalık gurupların bulunmasıydı.
KIVILCIMLAR
Dumanım yok diye
Sanmayın ki yanmıyorum
Sildim vefasızları gönlümden
Bir an bile anmıyorum
O işlemeli ipek bohçalara
Okşaya okşaya sardıklarımızı
Çeyiz mi sanırsınız
İnanın çok yanılırsınız
Hayallerimiz umutlarımız
Nedenlerimiz niçinlerimiz
Saygıdeğer şair kardeşim Adı Mehmet şiirinizi okudum. Sade ve içtenlikle yazılmış. Sizi canı gönülden tebrik ederim. Saygılarımla ömrünüz uzun ve bereketli olsun.
Saygıdeğer şair arkaşım. Herhangi bir zorlama ve gereksiz sanat yapmaya ihtiyaç duymadan ifade ettiğiniz hem sade hem derinlikli şiirlerinizden dolayı tebrik eder saygılar sunarım. Ömrünüz bereketli sanatınız daim olsun.
Saygıdeğer şair arkaşım. Herhangi bir zorlama ve gereksiz sanat yapmaya ihtiyaç duymadan ifade ettiğiniz hem sade hem derinlikli şiirlerinizden dolayı tebrik eder saygılar sunarım. Ömrünüz bereketli sanatınız daim olsun.