Ne hoştur;
Aşkta,sevgide,yürekte yenebilmek yalanı.
Ne hoştur;
Ölüme giden yolda,beklemek kızağı.
Bu şehri,bir hüzün sarar,seni yazdığım zaman.
Adın ayrılık adın sonbahar.
Gitme yüreğim,gidişine dökülür bütün acılar.
Ağlar gökyüzü,bulutlar erir hırsımdan.
Gitme,gitme bu şehir sen kokar sen açar çiçekler,
Kimse yok...
Üstünde taşıyamayacağı bir şey yoktu,
Neden bu kadar ağırdı?
Aradığı o küçük neden.
Kimse yok...
Durun şöyle sessiz bir yerde...
Kapatın gözlerinizi,derin bir nefes alın,
İçinizde tutun nefesinizi,
İşte tam o anda sarılın kendinize,
Yavaş yavaş verin nefesinizi...
Siz sizden,ayrılmak isteyemeyecek siniz.
Ne dersin duralım mı biraz?
Özürse özür zaferse zafer.
=Böyle çıplak mı ayrılacağız? =
Giyinik olan ne var ki gözlerinden başka!
Adsız kaldım her adımınla bir adım daha,gittin benden.
Aşk,senden vazgeçmeme düşüncesi,
Kendimi bir eylemin ortasında,eylemsiz bulmak...
Ve yine gittin,onunla baş başa kalmaya,
O sensin gittiğin ben,
Kanadına uçan kuş,kaçmakta karanlıktan.
Bir düş seçer kendine,sokaktan.
O kırmızı ve ıssız.
Yine esmer ayrılıklar limanına,
bir eş bırakır yanlızlığından.
Bir düş kurun arkadaşlar,
Üstünde,çıplak duvarlar,
Altında,dünün coşkusuyla doluşan,
Bu günün izini taşıyan yollar.
Bir düş kurun,
Geçen gün yine andım seni,
Sanki ardımda bırakmış gibi yine telaşlandım.
Susturmaya çalıştım,dokunma dedim,
Ellerim bir daha değmesin ayrılığa.
O Sensin;
İçimdeki kalabalık yalnızlığım.
Açsın duvarların tanıklığı,
Suyun değerini bilmeyen çiçekler açsın.
Bense; senin dizlerinde yaşlanayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!