Seni soframızda bir bardak su bildik,
Herkes uykudaydı,biz seni günlerce bekledik,
Gurbetteydin,hasret oldun,özlem oldun,acıdı yüreğimiz ama,
Biz seni unutmasınlar,sana dokunmasınlar diye sevdik.
Uğrunda ağlattığın,üstünde yitirdiğin canlar var,
Belli ki gelmeyecek.
Bizi peşinden sürükleyen bizim peşinden gittiğimiz.
Ama olsun,kışlarda bizim gibi geçti,
Üşürkende düşündük arkası yazı,üşütürkende.
Nasıl olsa nehirler akacaktı,
Issız,soğuk ve suskundu yine,
Mütevazi bir merasim eşliğinde,
Yoldan gelmişsin,karşılaması,
İnceydi,hoşnuttu,birazdı.
Suçsuz bir yalnızlığı çekekerek
Eser,güz yeri gibi,
Çeker yapraklarını sonbahar.
Bir veda akşamı okunur yüzlerimizden,
İncilir ellerimiz,gözlerimiz kadar.
Arkasından bakılmaz her ayrılığın,
Saat,saat kaç bilmiyorum.
Güzel bir gün yokluğunu kutluyorum.
Sevinç gözyaşları bunlar,ağlamıyorum.
Hani sen gittin ya,bak ne kadar da huzurluyum.
Sana şiir,mektup falanda yazmadım.
Gözyaşındamı arıyorsun denizi,
O bulutlarmı seni yağmura küstüren.
Bu ağıtmıdır sevdaya yaktığın,
Saklama gamzelerini,
Gel dalgalar gibi,o ötelerden.
Ah ile parlayan sen misin.
Yokluğuyla övünen ben miyim.
Dudakları donduran bu ateşte,
Yanan sen misin,yoksa ben miyim.
Her aşık baharında ölür,
Uzanırlardı yatağa,kıllı gövdeleriyle çıplak
Saatlik kadınlara sevdalı adamlar.
Nasıl olsa birazdan bitecek bu aşk
Kimi evli kimi sarhoş kimi bekar,
Saatlik kadınlara sevdalı adamlar.
Bir düşünceden,şiire,
Bir şiirden,bütün düşüncelere.
Sen ve gitmek.
Bir düşünceyle,bütün şiirleri terketmek.
Sevgilim,sana bu okumayacağın satırlarda,ince bir sitemdir yazdıklarım.
Siyahtan kara bir düşten uyandım,sabah sıfır dört.Sana düşkünlüğümün ilk günüydü daha yaşım on dört.Daha ateşi bilmezken,yanmaktan kül olarak geçirdiğim bunca senede geçmedi,senin gibi birinin var oluşuna şaşkınlığım.
Seni ben bıraktım ben sebebini bilmediğim bir meçhulden,peki sen,nasıl bıraktın beni nasıl söndürdün üstündeki ateşten gömleği.Bu sitem sana gül-
üm sende bu etrafı dikenli düğüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!