-sıradan bir bakışmış onunkisi,
-öyle sohbet esnasında kaçamak yapan gözleri varmış..
-arkadaşım bakmam gereken yönü belirtiğinde anladım,
-tebessüm etmelisin dedi,
-o kafasını öne eğip gülümsemiş..
-anlamsızdı belki ama,heyecandan ne yapacağımı bilemiyordum,
Yalnızım,yine yalnız olan bir koltukta,
Sana gelmeye çalışırım.
Kalemi tutan elim titrer,
O titredikçe dizlerim yer değiştirir,
Bozulur kağıt kaleme,
İç içe girer kelimeler,karışır
Bu kimsesiz çocuk duygusallığı,
Kalpleri yetimhane bellemiş.
Her gece kaçıp kaçıp,geri gelmiş.
Bu sana son şiirim.
Ne ümidim ne de direnişim.
Belkide ilk defa son diyişim.
Ne kadar da çok sevmişim,nasılda vazgeçmişim.
Bırakalım şimdi,çiçekleri,dünyayı ve güneşi.
İbretini kendisinde aramayan adem!
Zincirlere vurulmuş bedendir sadece.
Yaşlanan insan,yaşları kuruyandır,
Yaşını ibretine akıtır dost,
Aşık dost olandır,aşka.
Elimden tutan en güzel eldi seninkisi...
Belki sen,belki ben,
Artık,farkına vardığımız bir mevsimdi bu kış,
Sıkıca tutmadığımız ellerimizin arasından geçendi,senin adın.
Ayazdın...
Senin hayatında,senden daha büyük,
Bir tecrübe ve ibret olamaz.
Ne tutuşan yüzlerimiz ayıba
Ne ayıp yüzümüze karanlık.
Çizgiler vardır...
Ellerimizle çıkarttığımız duygular,
Siyahın içinden,aydınlandıkça belirir
İki insanın karşısında kendisini bulması.
Kod adı Nikol(nicole) adı Hülya.
Fıransız bakışlı,Alman saçlı,Rus bacaklı.
Türkçe konuşuyor küfürlü ağzı,
Anası Güney Rum,kuzeyli babası,
Kimbilir içinde daha kaç Dünya sırlı.
Fırtanalı bir günde,azgın dalgaların olduğu bir denizin ortasında yakaladık aşkı,dalgalarla boğuşup aşkı kurtaracağımıza,birbirimizle boğuşup aşkımızı boğduk.Kendimizi çelimsiz,duyguları öksüz bıraktık,kolaydı yaşamak biz yinede zoru yaşadık.
Ya şimdi; yaraları kolay kapanmayacak izler bıraktık yüreğimizde,ne ümitlere yer verdik ne de sevgiye.Başlarken o kadar çok konuştuk ki aşkı,bittiğinde tek kelimeye sığdırabilme başarısını gösterebildik.Yine yarım bıraktık aşkı,biz film başlamadan hüzünlü sonu çektik.Kendimizi çelimsiz duyguları öksüz bıraktık.
Aşkımız gibi mevsimleride baharsız bıraktık.Acımasız bir diktatör gibi acımasız davrandık duygularımıza.Ve şimdi; kendimi üç kat daha yaşlı hissederek bakıyorum oturduğum yerden etrafa,farkım yok oturduğum yerden herkesin içinde bir sandalye gibi duruyorum.
Düşüncelerle boğulmaya devam ediyor aşk ve devamlı acı çekiyor,onun ölmeyişi bizi birdaha öldürüyor.
Ne olurdu peki? Saatlerce sevişebilirdik aşkımızla,günlerce koşabilirdik yollarda seninle,haftalarca gülebilirdik mutluluğumuza ve aylar geçtikçe inanabilirdik,arkamızda yıllar bırakıp tatlı bir hüzünle hatırlayabilirdik.Hayal olduk hayal oldu ümitlerde düşüncelerde.
Şimdi belirsizim,yenilgiye mecbur bırakılmış liderler kadar çaresizim,kazanmaya alışmaya çalışırken kaybetmeye mahkumum.Bu kalbalık kentte,yalnız kalmış kaldırımlar ve üzerine kiminin isyanı,kiminin nefreti,çaresizliği ya sevgisi ya umutları yazılı duvarlar,kadar yalınızım şimdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!