Nazikçe reddedilmez güzelim,
Aşkım nazikçe reddedilmeye gelmez.
Bir kere olsun, nefretini kus yüzüme…
Kus diyorum;
Çünkü hiçbir şey hissetmemen, azaptır bana göre…
Kimsede olmasın böyle gönül;
Aşka hasretten divane gibi dönen.
Tam sevecek, ellerini sana verecek derken,
Nerede görülmüş, kaçmaya başlamak ondan.
Kimsede olmasın böyle gönül;
Küçükken papatyaları koklamak gelmezdi aklıma,
Yapraklarını tek tek sayardım, çift ise kopartmazdım.
Çünkü hep beni seveceğini umardım, o bahçeye girdiğimde…
Seni görmekten çok o çiçekleri yolardım toprak anadan.
Sonralarda bahçemde papatyalarım bitti,
Burası neresi, kim bu insanlar,
Simaları tanıdık ama sanki hayatımda yoklar.
Peki, neden bu kadar yakınımdalar?
Olmamalılar, geleceğe dair planlarıma katılmamalılar.
Eğer bu cam aynaysa,
Kesemiyordum ya hani şu sedaya sevdalı yanımı,
Atamıyordum ya hani dipsiz kuyulara, kıyamıyordum…
Öldürüyorum sevdaya dair tutunan her bir yanımı,
Budamıyorum artık, en değer verdiğim ağacımı;
Sadece kökleri kalacak artık, bu gece yakıyorum tamamını!
Başladı işte bir haftam daha,
Yaklaştım demektir bu bir hafta daha sona…
Bir hafta daha,
Aşka, sevdaya ve ayrılığa…
Hala bir parçacık tebessüm varken gamzelerinde,
Sarıl ona tüm gücünle, sakın vazgeçme;
“Gerçek”, soğuk nefesini ensene püskürdüğünde…
Ben sahip olamadım benimkisine, süzüldü yanaklarımdan…
Şimdi daha da beter, ayaklar altında param parça olmaktan.
Sende biliyordun, bende.
Biliyorduk, geri dönmek anlamsız artık.
Senin gözlerinden okunuyordu,
Benim elimdeki kitaptan...
Terminallerdeki peronların numaraları
Acaba hala oturabiliyor olacak mıyım,
Bu vazgeçilmez ağustos gecesi serinliğinde?
Razıyım üzerime örtsünler bir battaniye…
Ama geldiğinde o gün, erişebilecek miyim bu zevke?
Duyuyor olabilecek miyim rüzgârı,
Hayatta tek bir mevsim olduğunu hiç kimse bilmiyor esasında,
Karma karışmış birbiri içerisinde,
Dört mevsimi yaşıyorlar habersizce.
Bazen birileri;
Bir yaz gününün gün batımında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!