Kaçmaya çalışırken hayatın kısır döngülerinde
Umutlarım bir bir öldü, dost sandıklarımın süngülerinde
Gece gündüze inat karanlığı verdi hep yüreğime
Sus pus oldu aydınlık hiç çıkamadı önüme
Oysa fanusta yakmıştım
Yürekleri aydınlatsın diye mumları
Cemalin nakış gibi kalbine aşk işlerdi
Sen gönlünün sultanı dilinin duasıydın
Bu kul garip mecnundu yalnız seni düşlerdi
Sen ki aşk-ı ömrünün bitmeyen rüyasıydın
O ki aşka pervane varlığınsa ateşti
Aşk denen kitabın son satırını
Senden başkasıyla yazmam ant olsun
Yok sayıp geçmişin tüm hatırını
Bir gün vazgeçerek bezmem ant olsun
Duymayıp kalbinin maverasını
Aşka, sadakati zırhtan elbise
İnançla kalkanlar ördük ey hasret
Yaptığın son oyun eğer bu ise
Hamleni aşk matla gördük ey hasret
Başını vururken sen taştan taşa
Derler ki sadığı yenilmez sultan
Haini ateşin içi yaparsın
Kadrini bileni kendine kaftan
Bilmezi şeytanın suçu yaparsın
Derler ki bir kulu bin derde koyar
Ben sabrın tespihine dizdiğim her şiiri
Vuslat-i bir kalemle yazıyorum sevdiğim
Hasret zehir olsa da hayalin panzehiri
Bu yüzden başım dimdik geziyorum sevdiğim
Sanma ki yokluğunda ismin bende kayboldu
Bir gün, bir gün gelsen gülüm
Nefesini, nefesimin
Sesini, sesimin üstüne koysan
Kapasam gözlerimi, gözlerini kapasan
Ruhların dans ettiği şu yitik sahnemde
Sen olsan…
Desem ki, sensizlik dumansız yanmak
Bir ipin üstünde sarhoş yürümek
Kâbusa uyuyup derde uyanmak
Azap ateşiyle yanıp erimek
Desem ki, güneşin doğmadığı yer
Sana bir sevda sunsam
Yüreğimin en güzel pınarından
Öyle bir sevda ki, içilesi
Öyle bir sevda ki, kendinden geçilesi
İçer misin?
Kendinden geçer misin?
Desem ki
Sana geldim ve acının bütün duraklarına uğradım gelirken
İhanete uğramış bir sevdanın çığlıkları var kulaklarımda
Ben vazgeçmenin arifesinde
Sen bir bayram sabahı kadar güzel
Zaman bedel ödetiyor bana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!