Günahkâr hâlimle, âr ede ede,
Türbende mum diye yanmaya geldim.
Destûr ver ya Hünkâr, Şems-i Tebriz’in,
Selâmın edeple sunmaya geldim.
Sonsuzluğun ezel-ebet arası,
Balçık çamurundan amma yapımız,
Mihnet potasında haddeden geçtik.
Her varlığa açık gönül kapımız,
Mânâ sarrafıyız maddeden geçtik.
Bezm-i Elest tezgâhında örüldük,
Bir yanım karanlık, bir yanım ışık,
Beni ben anlayıp çözemiyorum.
Ruhum Hakk’a doğru, nefsim yılışık,
Bir girift düğüm ki bozamıyorum.
Gönül sarayımda mahpus acılar,
FİKİR UFKU
Üstünde canlılar cansızlar ile,
Yıldızlar arası dolaşır dünya.
Boyutlar soyuttan çekerken çile,
Umutlar muştular insana rüya.
GAZEL-1
Gitmez oldu başımdan bir an efkârım benim.
Sönmez asla içimde kaynayan narım benim.
Visal-i yâr görünmez nicedir remillerde,
Nâçâr yanmada gönlüm, gönlüm yanmada naçar,
Yar bendene lütfeyle, lütfeyle bendene yar.
Bîkes bırakma n'olur, n'olur bırakma bîkes,
Yanar firkatinle can, can firkatinle yanar.
Yavaş yavaş iner akşam güneşi,
Arkasında karanlığı sürükler.
Göz kırpar yıldızlar göklerde yer yer
Işır birkaç dağda çoban ateşi
Bir ceylan ürperir, bir çakal ulur,
Ben ki ağlamayı zaaf göürüdüm,
Şimdi sık sık ağlıyorum eyvah ey.
Akımlın erdiği yolda yürüdüm,
Boz bulanık çağlıyorum eyvah ey.
Yâr gurbete niyet etmiş gidecek,
Ha şu parti ha bu parti fark etmez,
Hepsi birbirinden beter be Ali.
Milletin anası ağlasın varsın,
Baştakiler keyif çatar be Ali.
Her gelen kemere bir delik deldi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!