Gönül tahtı dururken
Köle olma dünyaya
Sevgi gül; nefret diken
Sen gülle gel safaya...
Uyan dost, vakit varken
Kara kilit vursunlar dilime
Konuşursam bakma yüzüme
Üzdüysem canım affet beni
Her günüm bir birinden deli...
Pişmanlık desen bini bir para
Soğuk boşluklar sarıldı boynuma
Kokum hasret kaldı kokuna
Yenik düşmeyip de serseri gururuma
Gitmeseydim yanından bir adım uzağına...
Başı boş akşamlarım zararım, kaybım
Sevdanın o kara kollarındayım
Yalnızlığın kara bulutlarındayım
Güneş doğmaz günlerin yalnızlığındayım
Dertlerimle başbaşa zindanlardayım..
Rahatsındır, başın göğe erdi mi?
Üzgünüm...
Mutluluğu içemediğim için
Pınar dururken
Susuzluktan yandığım için...
Kelebeğin ömrü kadar bile
Çekindi cümlelerim süzülemedi
Kuğu edalı gönlüne
Üzgünüm
Tuttum ürkek duygularımı
Anlatamadım dolu dizgin aşkınla...
Ömrümce peşinden koştum
Akşamın örtüsünde kaybolanın
Ardında yıllarımı soldurdum
Bedeli buydu yanlış yere bakmanın...
Gölgemi kovalamışım boş yere
Sen Kaderdin, aşkın bana keder
Canım acıyor, içim kanıyor
Seni ben değil, ruhum seviyor
Bu benim acı yazgım, anlasana...
Gittin, acılarımla bıraktın baş başa
Çalmayan telefon
Gelmeyen haber
Vurulmayan kapı
Beni yıktı...
Hepsi yetmezmiş gibi
Şen değil bu gönül, bak dolu gamla
Şen değil bu gönül, şen değil anla
Mevsimler hep bahar olsun desem de
Kış sellerle gelir, bahar bir damla...
Yüzümde gülücük örtüdür derde
Eski dostum umarım iyisindir,harika şiirlerin devam ediyor grüyorum.
Dizelerinde şiiriyeti yakalamış şairi okumaya değer buluyorum. Başarılarının devamlı olmasını dilerim.
Salim Kanat
İbrahim Ethem Bingül. Şairin ismi bile şiirce..Şiirce konuşuyor, şiirce yazıyor şair.. Binlerce gül sunuyorum Sayın Bingül'e