ağlama anne ağlama baba
vatan uğruna giden cana ağlama
ben ölmüşüm çok mu
zenginler rahat etsin
başta duran şerefsizlere zeval gelmesin
onların canı yanmasın
bir mağaradan bakacam hep sana
dışı aydınlık çıkış kapım olarak görecem seni
ama hiç bir zaman çıkamayacam
görüntü olarak kalacaksın
bakacam ama hep aynı yerde duracağım
aydınlığı görüp sadece bakacağım
çocukluğumuz yokluktu
yokluk mutluluktu
varlığın ne olduğunu bilmiyorduk
mutluyduk çünkü çocuktuk
kimliğimiz hükümsüz
köklerin den ayrılmış bir çınar ağacıyım ben
köküm memleketimde dalım ise gurbet ellerde
toprağım sulanır memleketimde dalım gurbette susuz
çınar ağacıyım be
koparttılar memleketimden dağı örten dalım vardı
bir oyun oynadım bu yaşta ne oyunu demeyin
oyunun yaşının olmadığını öğrendim
oyun oynamanın masum yönünü gördüm
kendimde
çocuk olmak sadece yaş olarak küçük olmak değildir
büyüyüp kocaman adam olduğunda
karlı dağların ardı
ağaçta sallanan dalların
rüzgarla bütünleşen yaprakları
bir gecekondunun bacasında
tüten duman yaşamı tatlı kılan
kara fırtınanın ardından
denizler köpürür
dalgalar havalanır
rüzgar sert eser
yağmur denizi taşırır
insan kendini çekmez
beden ak gönül dar beyin aç
hesap döngüsü bedelsiz
bedel ödediğin sensiz
söylediğin her kelime
artı eşittir bedenin eksiktir
topla çıkar çarp böl
Kimse tam yaşamadı hayatı
hayatsa hiç şaşmayan doğru
elin gölünde kalbin elinde
gereğini yapmaktan çekinme
Sözler sevilmek için mi verildi
yoksa sevmeye mi adandı hayatlar
küçücük bir şeyler büyütür insanı
her doğuş küçüktür
az verir büyütürsün
azar azar büyür insan
değer yargımız bizi ayakta tutan



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!