Gönlümden geçenler nehir olsaydı,
Yalçın kayalardan çağlar geçerdim.
Dilim kadar elim mahir olsaydı,
Tüm kötülükleri bağlar geçerdim.
Ateşsiz bacada duman olsaydım;
O ilk bakış var ya, ilk bakış,
Kulak memesi kıvamında,
Sıcacık, yumuşacık,
Ve devamında;
Tüm hücreleri titreten,
Yepyeni bir heyecan.
Memur olsa müstafi sayarlardı,
Asker olsa kapı önüne koyarlardı,
Vatandaş olsa çoktan kovarlardı,
“İzin”dekiler dönmüyor Atam.
Vatan hala bıraktığın yerde sayıyor,
Sensiz geçen şu uzun gecelerde,
Yapayalnız kaderinle baş başa,
Düşünmek, sadece ve sadece seni,
Senin özlemini duymak, hayalinle yaşamak,
Şiirler yazmak senin için.
İçine kapanmak, duygularını mısralara dökmek,
Neyine gerek araba, yazlık, ev,
Bulduğunu ye, tuttuğunu sev,
Duygusallıkmış boş veeer,
Aşk dediğin gönülde bir alev.
Dedikodu olur, komşular duyar,
Dünya gerçekten büyük mü?
Yoksa biz mi öyle görüyoruz?
Ya da gözümüz büyük,
Pireyi deve görüyoruz.
Bak oğlum, iyi dinle bu nasihatlerimi,
Sonradan pişman olup, dövme dizlerini.
Boş bulunup inanma, söylenen her söze,
Asi olup direnme, anlamadan her yüze.
Asarın kaşından meraya baksam,
Ulusuyu boşa akar görürüm.
Başımı kaldırıp nereye baksam,
Her çalıyı birer adam görürüm.
Elma çukur, Çankaya, Soğuk Oluk,
Lâl etti bu sevda beni, meramımı tarifteyim,
Bilmediğim öyle çok ki, gece gündüz maarifteyim,
Elim kalem tutmaz oldu, sözler zarafetini kaybetti,
Şimdi doğruları bulmak için çat kapı arifteyim.
Hep okurum yeni bir söz, sözcük bulmak için,
Hele şu halimi bir arz edeyim,
Belki bir anlayan bulunur dostlar.
Maruzatımı bir de benden dinleyin,
Belki halimi anlayan bulunur dostlar.
Karımın aklı malda, parada,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!