Dertler, cefalar toplandı,
İyilikler dostlarımdan paklandı,
Beni sevenler benden saklandı,
Sevenin halini, sevmeyen bilmez.
Aşığım kalbimde derin bir yara,
Gülüşünle canıma can katarsın,
Esrarını çözemedim ben senin.
Gün boyunca hep burnumda tütersin,
Esrarını çözemedim ben senin.
Sabahları selâmlığa koşarsın,
Yanımda olma saz-ı cümbüş ile,
Horlanırsın sohbet etme müflis ile,
Bir gün yolun düşerse fakirliğe,
Düşenin dostu olmaz, düşte gör bir kere.
Düşkünün halini düşenler bilir,
Gönül ister ki şu yalan dünyada,
Mutluluk içinde yaşayalım.
Sömürü iliklerine kadar işlemiş,
Haksızlık emelleri olmuş,
Gırtlağına kadar yoksulluğa batmış bir ülkede;
Nasıl mutluluktan söz edilir bilmem ki?
Soğuk suyumuz devadır derde,
Bulunmaz kabuk pınarı gibi her yerde,
Hele Şadırvanı görseniz bir de
Anlatırsınız inanın her yerde,
Tuzlu pınar hayvanlara can verir,
Kuru dallar rüzgârın ardına takılıp,
Serenat yaparken taç yapraklara;
Yeni gelin edasıyla salınır bulutlar.
Kavak yeleri eser dağ başlarında.
Dün, zenginlik satarken yemyeşil yamaçlar,
Bugün, kara kara düşünür;
Ne çocuk dinledin, ne kadın, ne yaşlı,
Yedi başlı ejderha gibisin, bir çok başlı,
Dört bir yanımız yara, bere içerisinde,
Olan biteni izliyoruz gözümüz yaşlı.
Vicdan bırakmadın, bizde size döndük,
Tarlada tapanda koşar durursun,
Elinde sabanın, orağın olur,
Sürersen tarlanı, biçersin güzün,
Azgın sel gibi coşar durursun.
Ekersin buğdayı, arpayı, fiği,
Kıymetini bilmediğim toy günlerim,
Bir solukta geçirdiğim bey günlerim,
Ya, o günleri bana geri ver, ya da;
O günleri, bu günlere say günlerim.
Büyük umutlarla çıktığım bu rol,
Bugün doğan güneş akşam yine batacak,
Sabah kalkan her canlı akşam yine yatacak,
Esnaf aldığını halka hizmet deyip satacak,
Yapılan hizmet ise de, çoğu cebe akacak.
Dünya böyle kurulmuş, böyle gider diyenler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!