Senin olmalı farkın,
Bakınca ondan ayrılmalısın.
Sonra inceleseler seni,
Çok farklı çıkmalısın.
Sen değilsen sen,
Derler ya dünya HAN!
Sen ister bir HAN san.
İsterse yalan san.
Ama
Bir kapıdan girilir,
Bir kapıdan çıkılır san.
Bir evim var bir de iki güvercin!
Sıkıldı mı canları uçar gelirler hemen.
Dünya yalan derdi büyüklerim!
Şimdi yavaş yavaş anladım…
Tadı var mı yok mu?
İşte bunu anlayamadım…
Kendi kazdığı kuyuya kendini iter,
Yanlışa şikayette ama kendi işler.
Garip dünyanın bağrında neler biter,
Kullanmaz iğneyi çuvaldızla diker…
Şimdi utanmadan birde soruyor,
Yine eller öpüldü,
Kesildi nice kurbanlar.
Allah(cc) kabul etsin,
Kurban oldu kurbanlıklar.
Yaradana kurban,
Teslim olursa insan!
Son aylarındandı senenin,
İkibinli yılların dördü.
Bir salı sabahı,
Aylardan ramazandı...
İmsak öncesiydi,
Getirildi o KABEYE! ..
İki gönlün yalnızlığıdır.
İki hasretin aldığı esir…
İki sevginin heyecanıdır.
İki özlemle beslenir…
Gözler yolun başıdır.
Cennet olsun mekânları,
Sabır dolsun ana-babaları.
Eğer varsa eşi-evlâtları,
Kanamasın geçsin yaraları…
Ateş,
Düştüğü yeri yakarmış.
Öldüm bu gün,
Minarelerde duyuldu selâm!
Yumdum gözlerimi hayata,
Misafirim dünyada şu an…
Eş çoluk çocuk,
Gelin damat etrafta!
Martılara kalmış kumsal,
Gel ne olur gel beni de al!
Yazın başından beri bekliyorum,
Gel ne olursun bende kal!
Eylül de bitti buralarda,




-
Coşkun Arslan
-
Ebru Ercan
-
Abdulvahap Yektir
Tüm Yorumlarguzel eser
kutluyorum kaleminizi ve sizi.tüylerim ürperdi inanın çok güzel yüreğinize sağlık...saygılar
Tebrikler üstadım.gönlüne sağlık iyi günler dilerim...tam puan