Gidiyorum buralardan
Bir sonbahar gibi yüreğimde
Duran yaralardan, bütün yolları
Mazinin çekilmez hasretini
Hatırlatan bu diyardan.
Ben, insanların göğüsünde ; sabahları kaybolan akşamları ızdırap veren gölgeler gördüm. Ve kendimi bir gölgenin yüzünü net görmeye çalışırken ölü halde gördüm.
Bu dert uykusuz gözlerimi eyler a'mâ
Gönül bin yıllık penceresinde
Gözler yolunu bekler seni
Gözlerimi boş duvarlara daldırır ama
Gönül bin yılık dünyasında
Gövdesi kesilmiş,
Kökünden canlanan bir ağaç gibiyim
Tekrar hayata meydan okurcasına
Yeşeriyor gibiyim
Ölümün eşiğinden dönmüş,
Başımı biraz kaldıracak gibiyim
Hani diyerler ya,
Gözden ırak olan gönülden ırak olur
Benim gözlerim sana ırak
Gönlüm sana çok yakın
Öyle hissediyor ki ;
Gülüşünü, sesini, gözlerini
Heyfa çavên te yî bedew
Tu evîna dilêmin nabînî
Min gelek hesret li wir de hîştin
Wek wî kevrê serê çiya bê kesin
Lê hemû benda tene
Benda destê te yî xweşin
Neydi bizi o çocuk bedenimizden,
Bu gaddar zamanın içine atan
Zaman mıydı?..
Zaman mıydı çocuk ruhumuzu
Bedenimiz büyüdü diye ,
Üstümüzden çıkarıp atmamızı sağlayan
Kimisinin öldüğü
Kimisinin yoluna baktığı,
Şu dünyada.
Sen beni ölüm döşeğinde bıraktın
Kimisinin vefasızlığından unuttuğu
Çöle yağan yağmura vuslattır desen
Hasret beklediği günlere incinmez mi?
Şu gönle, pervane aklıma yitiktir desen
Kor ateşler yakan güzelliğin incinmez mi
Gece kefen dünya mezarlıklar ülkesi
Kefen var ama sığacak mezar yok
Gök kubbede yankılanır bir selanın sesi
Ölü var ama ölümü hatırlayan yok
Kimisi bulmuş üç arşınlık, mahşeri bekliyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!