Güzelller bayram günü süslenir,
Seninse bayramları süslüyor yüzün.
Ay ışığı yüzünün parıltısına sönük kalıyor,
Güller utancından kıpkızıl kesiliyor sana.
Yürüdüğün yollar yeşilleniyor ansızın,
Hasret gelir
Ellerin gider soğuk akşamlarda
Bir türlü yakamı bırakmaz gurbet
Seni sarmak için bir daha kaç asır beklerim
Kimbilir
Hani koparya içinde fırtınalar,
Düşman olur baktığın aynalar,
Uçamaz artık yüreğindeki turnalar,
Ah bir bilsen nasıl hasretim sana.
Hani bağlarsınya başına karalar,
Sandım ki yâr bağlar yollarımı,
Lakin puslu geceler yârdan zalim.
Bir umutla sardım tüm yaralarımı,
Kırıldı hayaller, düşler de yetim.
Bir ateş ki düşer sinelerimize,
Doğduğumuz anda yankılanır kulaklarımızda.
Ezan sesiyle birlikte memleket sevdası,
Onun için yaşar, onun için can veririz.
Nice delikanlılar geçer kendinden,
Bir boşlukta dolaşırken yüreğim,
Sen tuttun ellerimden meleğim,
Yüzüme gülmezken gönül feleğim,
Sen oldun dualarımda ki dileğim.
Nasıl sevilir senden öğrendim,
Kahramanlarız biz, ezelden varız,
Dün ötükende Metehanın arkasına dizilen,
Biziz kanatlanıp uçan Çin seddine
Sarayları inleten, viran eden Kürşatız biz.
Bizleri doğuran analar bahtiyardır,
Nedir bana seni yazdıran?
Nedir beni hasrete bırakan?
Nedir bana seni yazdıran?
Sen kavgam,
Sen kaygım,
Sen hayatım.
Türksün sen töredir yasan
Kızılelma hedef turandır tasan
Kürşadsın kırk çeriyle saray basan
Konstantin surunda Ulubatlı Hasan
Yavuz oldun gönüllere girdin şama
Neye içerlendiğimi bilmediğim bir küskünlük var içimde,
Sanki nerede yoksam eksik, nerede varsam fazla gibiyim.
Kendi gölgeme bile dar gelirim de bazen,
Sığamam kabıma, bin mayın olur patlarım işte.
Essede başımda Karahisar’ın meltem rüzgarı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!