boyun bükmüş kılıncın turdağı turnaların
kim geçse çile bela eza sanki som altından gökkuşağının
hepinizin atı kızıl dolu dizgin koşar dağlara su atar deryaların
sanki hep gece özlemimiz sabahının
bağın tepesinde bir bulut bekler
çağırırsan umutlarıda yüreğinde çörekler
çaput bağlar kızıl gömlekli dilekler
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi