Biliyor musun, hayat bazen tam bir fırtına gibidir. Bize çarpar, sallar, savurur. Ama işin sırrı ne mi? O fırtınayı dans pistine çevirmek! Evet, belki rüzgar saçını dağıtıyor, belki yağmur gözlerini yıkıyor, ama sen… sen gülümseyeceksin. Hem de kocaman!
İçimde bir sır var: Acılarla eğlenmek mümkün! Nasıl mı? Her sıkıntıya küçük bir kahkaha ekleyerek. Çünkü hayatın galesini ben öyle kodladım: Gülmek, gülmek ve daima gülmek! Dertler ne kadar büyük olursa olsun, ben onlara “Sen neymişsin ki?” diyecek kadar cesurum.
Kırıldım mı? Evet. Yıkıldım mı? Hayır! Çünkü ben, içimdeki neşeyle, her yarama bir palyaço burnu takıyorum. Ve evet, bazen saçma sapan danslar ediyorum, bazen de kendi kendime komik şarkılar söylüyorum. Çünkü kendini ciddiye almak mı? O çok eski moda!
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta