Yastığıma söylendiğim,
Hayal ürünleriyle nefesleniyorum,
Kalitesiz bir mola denilebilir.
Bilmiyorum.
Evimi kaybetmiş,
Kalıplara sığamadık.
Bakma sığmak pek istedik,
Sonra ya yüzümüz düştü,
Ya peşinen ağlamaklı olduk.
Biz bu değildik!
Biz ne bunlara güldük,
Anahtarı almak gelmedi içimden,
Ama aldım ve açtım kapıyı.
İçeri girmek de gelmedi içimden,
Ama girdim.
Hiç soğuk değil bugün,
Gelsin dedik,
Giyinelim filintaya yakın.
Huzursuzluğumuzu altına saklayalım,
Eskidikçe güzelleşen kabanımızın.
Bu mevsim güvensizce...
İnanıyor pervasızca herkese;
Yarın yokmuş gibi,
Huzur çokmuş gibi,
Dertler uçuşmuş gibi başından sanki sonsuza...
Yalnızlık duman gibi...
Karnın doyar geçtiğini sanırsın,
Bir sigara içer geçtiğini sanırsın,
Kararlar alırsın ve geçtiğini sanırsın.
Tütmeye devam eder...
Kokusunu duysan bile,
Terk et yaşamadığın duygu emarelerini.
Burada oturan sen,
Hiçbir zaman sen olmadın.
Geçmişteki yalnızlığına
Yeni bir yalnızlıkla işkence ediyorsun.
Bilinçsiz bir canilik,
Çok küçülüyordum yanında bir çocuk gibi.
O yüzden hissedemiyorum belki de;
Karşında bir adam gibi.
Belki de gözlerin sadece bir çocuk gördü.
Kırgın ve yetenekli bir çocuk.
(''Yine mi?'' sorusunu duyar gibiyim.
''Niye ki?'' cevabını verir gibiyim.)
Rüzgar esmiş.
Hem başımıza hem tenimize.
Hafif sandığım karanlık, bir seni aydınlatamamış;
Sönmek üzere fakat sevinmeyin,
Yakmaya ramak demek bu.
Her ne kadar gülümsemeye yüz tutmuş olsam da,
Her gördüğüm bakış bir küfre tekabül ediyor artık,
Hakaret de, takdir de, gidiş de, dönüş de
Aynı terazide ağırlanıyor artık.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!