Düşüncelerim/yağmur/anahtar

Ahmet Yusuf Yılmaz
104

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Düşüncelerim/yağmur/anahtar

Anahtarı almak gelmedi içimden,
Ama aldım ve açtım kapıyı.
İçeri girmek de gelmedi içimden,
Ama girdim.

Hiç soğuk değil bugün,
Ilıman durumda duygular ve hava.
Çaba sarf etmediğim her şeyden mi kaçarım?
Evet yağmur...
Islanmak bedava,
Ne de olsa...

Tutup da bırakmayasım geldi ama bıraktım.
Bu kadar kısa sarılmayasım geldi ama sarıldım.
Sevdiklerim kadarmışım,
Anladım...

Islanıyordum en son,
Kelimenin tam manasıyla.
Yağmuru yakaladım bu geceye doğru,
Kahrıma yakalandım bu gece...
Uyku beni kovalamaz bile bu gece...

İçim içimden umudunu kesmiş,
Sanki başka bir beden arıyor.
İnsiyakım titretirken dudaklarımı,
Dudaklarım başka bir beden arıyor.
Kısık sesle gelen her iltifat,
Bağırarak çıkıyor saadetimden.
Ve sesi yüksek çıkan her insan,
Bir kat daha nefret sızdırıyor gönül imbiğime.

Yağmuru unutuyorum hangi adımımı yazsam,
Her adıma bir fırtına düşüyor beynimden.
Islanmayı talep etsem diniyor damlalar,
Ve ben yine istediğimi alamadan göçüyorum oradan.
Bir bakmışım kapıda düşünmekteyim,
Kasket yarım yağmur,
Palto sırılsıklam.
Botum ne zaman silsem çamur...
Lekesi terk etmiyor tabanlarımı.
Bu istikrar,
Ziyadesiyle haset sahibi ediyor olmayan istikrarımı.

Anahtar hangi cebimde?
Hangisiydi dış kapının ki?
Acaba bu sefer seviliyor muyum?
Dur şu cebe de bir bakayım...
Ya bir yalanın dik alasıysa?
Ya da daniskası...
Ne fark eder?
Buldum...
Sağ cebime hiç koymazdım ben bunu...
Anladım...
Diğeri delikmiş...

Gördün mü?
Yine hafızan yok etti bakışlarından yağmuru.
Suyun üstümdeki ağırlığı hatırlattı birden.
Biraz daha izleyemez miyim;
Bir kadını,
Şu yağmuru?
Yolda gelirken park eden araca yol verdim.
Ne salakça...
Bunu yaparken o kadar emindim ki kendimden,
Yüzümdeki o gurur...

Güzel bir kokusu var yağmurun.
Ben kapıyı ne zaman açtım?
Nefes nefese kalmasam,
Merdivenlerin idrakinde değilim.
Neden asansör olmaz ki bir binada?
Ben çok güzel severdim...
Neden böyleyim?
O şiir benimdi değil mi?
İkinci katı da yedik bitirdik...

Sigarayı bırakmam lazım,
Göğsüm daralıyor.
Sesim de eskisi gibi çıkmıyor hani...
Üçüncü katın yarısı...
Neredesin?
Eskiden sesin sarılırdı bana...
Bugünkü yağmur da tam eylüle çalıyor.
Üç...

Ben bıyıklarımı niye kestim?
Gerçi beğenildi de ama...
Daire kapısının anahtarı kendine mahsus bir biçimde.
Sanırsın sadece bende var...
Gerçi evet...
Sırtımdan biri tutup çekse beni kendine,
Sarılsa kötü mü olurdu?
Giremesem şu eve,
Çıkamasam şu mahzenime...
Kabanlarımı aldığım dükkan fena değil de,
Kendi göbeğine bakmadan bana fena zorbalık ediyor.
Ne çok lavuk mevcut!
İşte giriyorsun eve...

Elimde üç çeyrek var.
Kokoreç neden bu kadar güzel?
En nihayetinde bağırsak.
Sırf bu yüzden AB'ye girememişiz.
Yersen...
Şu anahtarı hiçbir zaman tek seferde yerleştiremedim yuvasına.
Özlüyorum.
Her zaman özlediğimi değil de,
Başka bir şeyi özlüyorum.
Yardım istesem,
Nasıl istenir onu da bilmiyorum.
Kendi kendime konuşmaktan vazgeçmem gerek.
Bazen sokağı boş sanıp,
Değerlendirmeler içinde yakalanıyorum birine.
Ne salakça...
Kapıyı açtım.
Merhaba Haştoş!
Suyun bitmiş, neden söylemiyorsun?

Sağanak başladı...

Ahmet Yusuf Yılmaz
Kayıt Tarihi : 9.12.2024 03:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!