Hasan TAY,
1976 yılında Kiğı' da doğdu. İlk, Orta ve Lise eğitimini İstanbul' da tamamladı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde Restorasyon (Mimari) eğitimi aldı. Daha sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme bölümünden lisans, Okan Üniversitesinden ise yüksek lisans almıştır.
1998 yılında Safranbolu’da restorasyon çalışmaları ile ilgili projelerde yönetici olarak yer aldı. 2000 yılı ile birlikte özel sektörde çalışmaya başladı. Uzun bir süredir şiir yazmaktadır. İlgi duyduğu birçok alanda, özellikle fotoğrafçılık al ...
Bir sırra az önce vakıf oldu çeşm-i cesurların
Işıktan aksetti bedenlere,
Sekip karanlık evreninden mavi sevgilimin
Misafir oldular esmer tenlere
Bir geceden kısa, habersiz ömürler
Yürüyüp denizler üzerinden kıyına
Ne okuduğum kitaplar,
Ne de dilsiz bir dudak,
Buyurmadı Zerdüşt kulaklarıma adını
Küllerimden bir dumansın
sırrısın köklerimin
Kendimden bile saklarken seni
Gideceğiz….
İnce bir patikayı sırtımıza giyerek
Ufuk yoldaşı bulutlar dikeceğiz
Mavi atlastan düşlerimizi verip
Çocukların ellerine
Kahverengi gülüşler demledim
Gözleri kısık, mahkûm düşlerde
Sivrilirken kalemimin ucu
Ben seni kirpiğimin kuytusunda sevdim
Cüzamlı sanrılar gibi titrek göz ucumda
Hadi o rüzgâr buğusu sesinle
Bağını kendi kesmiş bir ruh.
Ay ışığı getirse tanrıçalardan
Yüzü silik,
Yüzü kan karası,
Yüzü samansı yangınlar sonrası
Söyle !
Aydınlılarımın "...e" hali
rüyalarımın mor denizlerinde
kulaçlarıma gölgen eşlik etti
kaygılarımı kelimelerine titrettiğim soğuk kadın
hikâyen beyaz, hikâyen cennetten katreler
geriye bıraktığın her masal
Patiska yırtığı yollardan koşarken iplik fabrikasına
Akasya yaprakları okşamış yüzümü
Şimdi...
Şimdi çocukların gömdüğü kırlangıç ölüsü yalnızlığında
Ölümden bir an çalma telaşı benimkisi.
Ahşap, yeşil boyalı bir evin doğramalarından izlerken sokakları
bir yerlerden damlıyor
duyuyorum
siyah siyah
kuru kuru
genzimde tebeşir tozu tadı bırakan öğretiler
hepsi bir gizi anlamaya çalışırken
Lavları dökülüyor gözlerimden evrenin.
Yapıştıkça acıtan, acıttıkça alıştıran bir özlemi büyütüyor yokluğun
Ey günahlarıyla ellerimi yıkayan kadın
Yine bir ayet fısıldayacağım kulaklarına
Saçlarına heyulalar dolanmış nimbusların gölgesinde soluklan sen
Zaman, dinlenmek zamanı
Hüzün sevmede şimdi esmer ellerim.
Seni güzel gözlerini ve babana benzeyen her şeyini alıp
Açık bir denize gömmekte yüreğim
Yaşam takılmakta yakınsak uzaklıklarıma
Armağan edilmiş esmer bir adama
Tac olup parıldamakta şimdi yaşamın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!