Hak edilmemiş terk edilişlerin
Hıçkırılamamış sancılarında taşıyacağım seni
Her adsız ölen çocuk kadar masum,
Her isimsiz kahraman gibi mağrur
Bir ayet gibi kutsanmış yüzüne
Kayıtsız şartsız inanacağım
Bir gökkuşağına astım bedenimi
Sana bırakıyorum tüm geçmişimi
Teslim oldum…
Ruhsal otopsilerim sonrası
Bildiğim tüm duaları kurtuluşuma üfledim.
Bir sabah serinliğinde kaybettim her şeyimi
karanlık geceler
ve senin gözlerindeki karanlık pırıltı
kuş uçmaz tek bacalı evlerin alçak damlarından
bir çocuk ağlar,soba tüter, pencereler açılır
ve karanlık gözlerinden kan damlar
bir şiir gibi durur yüzün
Kimse mutlu değil,
Sen şehirdeki herkesten gittiğinden beri
Kurşuni bir sessizliğe gömmüş seni yüreğim
Gözyaşlarında saklanmışsın herkesin
Biletçinin, çiçekçinin
Bir de şu üniformalarıyla geçip giden liselilerin
Yaprak titrememiş gençliğinin üzerine,
Su çekilmiş ömürleri mülk edinmiş,
Kurbanı malum hoyratların ellerinden,
Kirli kefenler biçilmiş anlardalar,
Yıldızlardan yapılma bir yorgan altında
Su suskun, karanlık suskun.
İnce bir patikayı sırtımıza giyerek
Ufuk yoldaşı bulutlar dikeceğiz
Mavi atlastan düşlerimizi verip çocuklarımızın kucağına
Kardeşliği öğreteceğiz
Bizden olmayanların önünde eğilecek
Ay kırıntıları çiğneyeceğiz sudan soframızda
Cemre düştü tenine
Ak benizli baygın ruhunun
Çocuklarına dolunay emziren bir iklimdeyiz
Oralar tel örgü,oralar darağacı
Sen yine bana tutun
Burada mevsim DÖN BANA
Yaprak titrememiş gençliğinin üzerine
Su çekilmiş ömürleri mülk edinmiş
Kurbanı malum hoyratların ellerinden
Kirli kefenler biçilmiş andalar
Yıldızlardan yapılma bir yorgan altında
Su suskun, gece suskun, karanlık suskun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!