Sözüm tatlı yemem deme,
Kaf dağından bal getirdim.
Ben korkarım binmem deme,
Gül dalından sal getirdim.
Çalışsan da canla başla,
Sen yürü yolunda, beni düşünme
Geçtiğin yolların, gül dolsun taşsın.
Gözünde sevdanla bana görünme
Artık gözümden akan bir damla yaşsın.
Ardına bakma da için yanmasın
Yine bir bahar geldi, kırlar misafirlerini bekliyor
Karamanlı piknik ve mesire yerlerini özlemle gözlüyor
Kiminde kocaman kilitler asılı, kimi çöplükten de beter
Sorumlular piknik yerlerini düzenlemektense sinekleniyor…
Ne kül kaldı ne duman
O benim işte.
Deniz suyuna kanan
O benim işte.
Sorma bana ben kimim,
Kalmadı benliğim,
Anlamını yitiriyor kelimeler
Anlamını yitiriyor duygular
Eskidi yitti sevdalı türküler.
Bir hayal perdesinin gerisinde,
Bir duman olarak kaldı
Sevmeler, sevilmeler...
Eski zamanlardan bir terennümün içinde
Öylesine akıcı öylesine coşku dolu.
Sipahilerin nal sesi gibi tempolu
Gürzün kalkanda bıraktığı sesleri ritim tutarak
Ok ıslıklarından yapılmış bir bestesi olan
Bir çağı özlemede nesil.
Karadağ'da bir parçacık kar olsam,
Ilgıt ılgıt eriyip de bir nergise dal olsam,
Çiçek açıp bir peteğe bal olsam,
Yar diline bir katrecik tad olsam,
Yar gözüne bir damlacık fer olsam,
Yar o gözü ile görse beni;
Tabiat saflık rengi beyazla kaplandı,
Kar yağdı, araçlar kara saplandı,
Evdeki bulgur küfleniyor git gide;
Yollar, dimyata gider mi diye hesaplandı.
İşi ne kör kuyularda sevginin, gönüllerde olmalı
Bir terennüm ki, her nefesi elvan elvan kalbe dolmalı.
Her derdin devası Dost'ta elbet, niyet ve yön O'nadır
Gönül Dosta giden yolu, gönülden sevmekte bulmalı.
Her el atışımda yerinde yoksan
Her sığınma talebimde olmaz diyorsan
Ya da kuşkanadında bir hiç olup uçuyorsan
Sen varsın diye umduğum her an
Bir bilinmez ufukta kayboluyorsan
Dayanamam...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!