Nasıl anlatsam bilmem ki nasıl,
Simsiyah bir çift sır GÖZLERİN...
Şeytan diyor kur bir sehpa asıl,
Son nefesin ver der GÖZLERİN...
Kanadı kırık uçurtmaların,
Sahilde hep suskun sevgililer.
Bir eski şarkı mırıldanır,
Bildiği yalnız ayrılanların...
Düşersin boşluğa birden bire,
Hüzün konulmuş adın çile yüklemişler,
Mutluluk elbet ardın sıra çıkar gelir...
Bir ateşten tutup diğerine itmişler,
Çağlayan ırmaklar gürleyip, akar gelir...
Gam edipte kendine boynun yana eğme,
Hadi şimdi sende git...
Pılını pırtını toplayıp,
Arkana bakmadan, çek kapıyı ve git...
Bir tek hatıran bile kalmasın geride...
Sana dair ne varsa, sırtlan omzuna ve çık git...
Kalanlar benim olsun, gidenler senin,
Dört köşe olmuş dünya dört köşe,
Zevkten dönüp duruyor kitapsız.
Oynadığı oyun tek körebe,
Kim kimedir, dum duma habersiz.
Becersem takoz korum önüne,
Garip turnam uçma göğe
Yar sevdası bu çekemiyom
Kanat çırpıpta yaban ele
Gidem diyom gidemiyom
Mecnunu Ali aşk deryasında
Yokluğuna kement attı düşlerim,
Adı vuslat olsun gel gayrı...
Allahıma kitabıma ağardı saçlarım,
Tel tel dökülmesin gel gayrı...
Gökyüzü kızıla dönmeden,
Ben Çanakkale'yim arkadaş...
Bir bedende 253 bin can taşıyan,
Her yağmurda kızıl kanlara bulanan.
Hadi gel darağacı kuralım,
Sen beni as; ben seyre dalayım...
Sallansın bedenim ilmekte yavaş yavaş,
Açık kalan gözlerimle önce sana bakayım...
Canım çıkarken boğazımdan,
Son nefesimde bile seni vereyim...



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!